Şerefli Mağlubiyet ve Küme Düşmek - Kayahan Topal

Şerefli Mağlubiyet ve Küme Düşmek


Çok değil bundan 4-5 sezon öncesiydi ve Elazığspor adeta Süper Ligden düşen diğer birçok takım, Vanspor, Erzurumspor, Diyarbakırspor, Malatyaspor ve Siirtspor gibi önce 3.lige oradan da Amatör Lige doğru koşar adım gidiyordu.

Sezonun başlamasına yakın, Elazığspor adeta sahipsiz kalmış ve bir spor mağazası sahibi olan Murat Kaya takımı yalnız bırakmamak adına Vahit Kıraç ve Ayhan Şimşek gibi güçlü isimlerin olduğu bir listeyle başkanlığa seçilmişti.

Çok değil birkaç ay görev yapan Başkan Murat Kaya, şehrin önde gelenlerinden ve kamuoyundan yeterli maddi desteği bulamadığını belirterek, yönetim kuruluyla birlikte görevi bırakmıştı.

En az süre görev yapan Başkan olarak Elazığspor tarihine de geçen Murat Kaya’nın ardından takım, tam bir kaos ortamına girmiş ve liglerin başlamasına 3 gün kala sahaya çıkacak forması dahi bulunmayan bir kulüp haline gelmişti.

Dönemin Elazığ Valisi Muammer Erol ve yine dönemin Elazığ Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu, Elazığ TSO Başkanı Ali Şekerdağ ile birlikte duruma tekrar el koymuş ve kayyum ile geçen sürecin ardından kanuni süreç tamamlanarak, Elazığ Belediyesi Özel Kalem Müdürü Akın Şatıroğlu Elazığspor’un yeni Başkanı olmuştu.

Bence o dönem Akın Şatıroğlu ateşten bir gömlek giymiş ve hata yapmıştı.

Bu durumda takımı sahiplenmek delilikti…

Düşünsenize ligin ilk yarısını rakibi Diyarbakır Diskispor’un yanlış hatırlamıyorsam 12 puan gerisinde tamamlayan Elazığspor, ikinci yarıda sadece bir mağlubiyet hakkı olarak ikinci devreye başlıyordu, aksi halde merhaba 3.lig.

Buda yetmiyormuş gibi takım ikinci yarı ilk maçını da deplasmanda Diskispor ile oynuyordu…

Elazığspor’un bu zor gününde Kanal 9 televizyonu da Elazığspor’un bir deplasman maçını canlı yayınlayan ilk Elazığ televizyonu olarak tarihe geçiyordu.

Bu tarihi maçıda Kanal 9 ekranlarından naçizane ben anlatmıştım.

90 dakika tamamlanmış ve Elazığspor sahadan 1-0 mağlubiyetle ayrılmıştı.

Yani artık Elazığspor’un ikinci yarıda oynayacağı maçlarda kaybetme hakkı bulunmuyordu ve kaybedeceği bir maçta 3.lige düşecekti.

Şatıroğlu Başkanlığında Elazığspor, bu stres dolu ortamda akıllıca transfer yapıp şöhret isimler olmadan yoluna devam etmiş ve Elazığspor o sezon şampiyon olan takımdan daha iyi bir grafikle 2.devrede imkânsızı başarıp kümede kalmıştı.

Tarih yazan bu kadro, tarih yazmaya da devam edecekti…

İskelet kadroyu bozmayan Akın Şatıroğlu Başkan, bu akıllıca transfer politikasını devam ettirip bir sonraki sezon ise takımı 2.ligde şampiyon yapıp yıllar sonra Banka Asya 1.ligine taşımıştı.

Acaba Süper Lige de bu hızla çıkarmıyız diye kendi kendimize düşünürken ve bu ortamda bize kimse şans dahi vermezken, Elazığspor ligin ilk yarısını yanlışım yoksa 12-13 puan farkla lider tamamlamıştı.

Yönetim Kurulu Başkanlığını lider bir takım olarak Selçuk Öztürk’e bırakan Elazığspor, zorda olsa şampiyon olmuş ve Süper Lige yükselmişti…

Aradan çok değil 2 yıl geçti…

Film başa döndü…

Geçen sefer olduğu gibi, bir yıl kümede zor kalan Elazığspor,  ikinci sezonunun ardından yine üçüncü sezonu göremeden küme düştü.

Düştü düşmesine ama bu kadar ruhsuz düşen bir takım görmedim…

Bir elin parmağını geçmeyecek kadar sayıları az olan bazı futbolcuların haricinde Elazığspor meğer Beşiktaş maçına kalmadan beynen küme düşmüşte haberimiz yokmuş…

Bir takım düşünün kendi sahasında kader maçını oynuyor ve stadyum neredeyse tamamıyla dolmuş, zemin ve ortam harikayken futbolcularda ruhsuz bir oyun…

Beşiktaş’ı takip eden Lig Tv muhabiriyle ve şuanda NTV Spor’da görev yapıp okul yıllarımdan arkadaşım olan Övünç Özden ile maç öncesi sohbetimde rakibin durumunu sordum.

Her ikisi de çok açık ve net söyledi.

Beşiktaş’ta eksik çok ve takım iyi değil, Elazığspor biraz oyuna baskılı başlayıp erken bir gol bulursa farklı bile kazanabilir…

Ama nerede arkadaş, takım, takım değil ki…

1 puanın bile bizi kümede bırakma ihtimalinin olduğu bir süreçte, Beşiktaş kalecisi Tolga Zengin bence sezonun en rahat maçını oynadı.

Öyle ki kurtarmış olduğu bir net pozisyon dahi olmadı…

Çık, adam gibi oyna, mücadele et, pozisyon bul,  top direkten dönsün ya da kaleci kurtarsın, olmadı savunma çizgiden çıkarsın ve bende futbolcular elinden geleni yaptı ama olmadı kardeşim nasip değilmiş diyeyim…

Şerefli bir mağlubiyetle küme düştü diyeyim kendi kendime…

Ama böyle ruhsuz ve şereften yoksun küme düşmek yakışmadı benim şehrime…

 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
17Ağs

Doları Bahane Edip Zam Yapanlar!

16Ağs
06Haz

Şehrin Vizyonundan Umutluyum

09Nis

Bir Türlü Yüzümüz Gülmedi

02Nis

Ne Gereği Vardı!