Başkan Canbay: ''Doğru bilenen yanlışlar var, sahte balı tüketicinin ayırt etmesi mümkün değil''

Sahte ürünlerle mücadele kapsamında yapılan operasyonların önemli olduğunu belirten Elazığ Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kimyager Fırat Canbay, 'Günümüz şartlarında sahte balı tüketicinin ayırt etmesi mümkün değildir. Doğru bilenen bazı yanlışlar var' dedi.

PAYLAŞ
Harput TV - Harput TV

Sahte ürünlerle mücadele kapsamında yapılan operasyonların önemli olduğunu belirten Elazığ Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kimyager Fırat Canbay, “Günümüz şartlarında sahte balı tüketicinin ayırt etmesi mümkün değildir. Doğru bilenen bazı yanlışlar var” dedi.

Geçen hafta Ankara İl Jandarma Komutanlığı KOM Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerince Akyurt’ta bal imal eden firmalara yönelik çalışma yapıldı. Çalışma kapsamında yapılan operasyonda, piyasa değeri yaklaşık 960 milyon lira olan, çeşitli markalara ait 100 bin bal etiketi, 3 bin 650 ton glikoz şurubu, 2 bin 500 ton fruktoz şurubu, 2 bin ton şeker olmak üzere toplam 8 bin 150 ton glikoz, fruktoz ve şeker ele geçirildi.

Bu tür operasyonların hem üreticileri hem de insan sağlığı açısından çok önemli olduğunu dile getiren Elazığ Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı kimyager Fırat Canbay, günümüz şartlarında sahte balı tüketicinin ayırt etmesinin mümkün olmadığını bunun sadece laboratuvar ortamında analizlerle olabileceğini söyledi. Dijital platformlarda da tedbir alınması gerektiğini vurgulayan Başkan Canbay, vatandaşların bal almak için arıcılar ile bire bir temasta olması veya güvenilir markaları tercih etmesi gerektiğini ifade etti.

’’Operasyonlar gerçekten önem arz etmektedir’’

Geçen hafta gıda güvenliği ve emek hırsızlarına yönelik Ankara’da bir operasyon düzenlediğini hatırlatan Başkan Fırat Canbay, “Operasyon neticesinde yaklaşık 8 bin ton sahte ürün, ekipmanlara ve 100 bin civarında bir etikete el konuldu. Son yıllarda ülkemizde ve dünyada beslenmeye bağlı hastalıkların artışı DSÖ tarafından açıklanmaktadır. Beslenmeye bağlı hastalıkların oranı yüzde 60 civarındadır. Baktığımız zaman bu yüzde 60’lık hastalıkların içerisindeki en önemli faktörlerden bir tanesi de sahta ürünlerdir. Bu sahte ürünlerle mücadele kapsamında yapılan operasyonlar gerçekten önem arz etmektedir. Bunların artarak devam etmesi gerekmektedir. Çünkü sahte ürünler piyasada yer aldığı sürece biz üretici ve yetiştiricilerin doğada yetiştirmiş olduğu ürünler, stant ve raflarda yer alması söz konusu değil. Çünkü fiyat politikası da ön plana çıkmaktadır. Bunların burada kalmaması, dijital platformlarda da tedbirlerin alınması gerekmektedir’’ dedi.

"Sahte balı tüketicinin ayırt etmesi mümkün değildir"

Sahte balın arı ve doğa teması olmadan sanayi ortamında üretildiğini aktaran Başkan Canbay “Özellikle insan sağlını tehdit eden nişasta bazı şeker ve glikoz dediğimiz ürünlerle oluşturulmaktadır. Bunlar tamamen insan sağlığını tehdit eden unsurlar olarak dikkatimizi çekmektedir. Günümüz şartlarında sahte balı tüketicinin ayırt etmesi mümkün değildir. Doğru bilenen bazı yanlışlar var. Duyusal organları kullanarak bala bir anlam ve değer katan, onun kaliteli veya kalitesiz olduğuna karar veren bazı yanlışlar var. Hiçbir yöntemin geçerliliği söz konusu değildir. Sahte ürünleri ayırt etmek için laboratuvar ortamında analize tabi olması gerekiyor. Burada gıda kodeksinin belirlemiş olduğu bazı parametrik değerler var. Ayırt edilmesinde laboratuvar şartları kesinlikle olması gerekiyor’’ diye konuştu.

"Dijital platformlarda sahte ürünler dikkatimizi çekiyor"

Tüketicilerin özellikle marka noktasında çok dikkat etmesi gerektiğini dile getiren Canbay, ’’Bilinen ve kendini ispatlamış markalardan alışverişin yapılması gerekiyor. Dijital platformlarda sahte ürünler dikkatimizi çekiyor. Bizler kendi bölgemizde şahısların arıcılar ile temasa geçmesini ve ticaret yapmasını öneriyoruz. Herkes kendi bölgesinde arıcılarla temas kurması söz konusu olmuyor. Kendini ispatlamış markalar üzerinde alışverişi yapması önemlidir. Fakat baktığımız zaman son operasyonda yaklaşık 100 bin adet etiket ele geçirildi. Bu etiketlere baktığımızda bilinen markaların isimleri de öne çıkıyor. Markalar bugün raflarda yerini aldığı zaman tüketicini bu noktada yanılması söz konusu olabiliyor. O yüzden bu tür denetlemelerin kuruluşlar tarafından sık sık ve titiz olarak yapılması gıda güvenliği noktasında çok önemlidir’’ şeklinde konuştu.

İhlas Haber Ajansı

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN