İHH'dan 8 Mart Programı

İHH Elazığ Şubesi Kadın Kolları 8 Mart dünya kadınlar günü nedeniyle Öğretmenevi önünde bir program gerçekleştirdi.

PAYLAŞ
Harput TV - Harput TV

İHH İnsani Yardım Vakfı Elazığ Şubesi Kadın Kolları 8 Mart dünya kadınlar günü nedeniyle Öğretmenevi önünde bir program gerçekleştirdi.

Burada bir konuşma yapan İHH Elazığ Şubesi Kadın Kolları Temsilcisi Yadigar Namaz konuşmasında şu ifadelere yer verdi, “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Değerli basın mensupları ve Elazığ halkı. Bugün burada 8 Mart dünya kadınlar günü münasebetiyle toplanmış bulunmaktayız.

İnsanı tek bir nefisten yaratan Yüce Allah, sağlıklı bir toplum inşasını ailenin varlığına bağlamış, bu çerçevede kadın ve erkeğe sorumluluk ve vazifeler yüklemiştir. İslam dininin temel kaynağını teşkil eden Kur’an-ı Kerim ve Sünnet’te en tafsilatlı olarak ele alınan meselelerin başında aile hukukunun gelmesi bu müessesenin ehemmiyetini gösterir. Kur’an-ı Kerim, sağlıklı bir aile inşasında kadına hususi bir rol biçer. Kadın, insanlık tarihinin kara sayfalarından olan cahiliye çağında diri diri gömülüp mirastan mahrum edilirken yahut rızası dahi alınmaksızın evlendirilir hatta alınıp satılan bir meta olarak değersizleştirilirken, bir başka ifade ile hemen hemen her türlü insanî haktan mahrum bir şekilde yaşarken, “Allah’ın emaneti bir evlat”, “saliha bir eş”  ve “Cennet’in ayakları altına serildiği anne” olarak yüceltilmiştir. Hz. Havva, Hz. Hatice, Hz. Meryem, Hz. Aişe ve Hz. Fatıma örneklerinde görüldüğü gibi tüm insanlık için rol modeli olarak takdim edilip ahlaklı ve erdemli bir yaşamın kurucu öğesi olarak öne çıkartılmıştır.

Böylesi bir zemin üzerinde yükselen İslam medeniyetinde ilme düşkünlükleriyle, hayır hasenatlarıyla, zühd ve takvalarıyla, ebeveynlerine, eşlerine ve çocuklarına karşı fedakârlıklarıyla, topluma faydalarıyla daima tüm insanlık için örneklik teşkil eden hanımlar başka medeniyet havzalarıyla kıyas edilemeyecek denli üstün bir makama kavuşmuşlardır. Hz. Aişe’nin en çok fetva veren sahabilerden olması, Hz. Hatice’nin malını Allah yolunda tasadduk etmekten çekinmeyen bir tacir oluşu, Rabiatü’l-Adeviyye’nin dünya zevk ve nimetlerine karşın Allah’ın rızasını tercih eden bir hanım oluşu bu açıdan İslam medeniyetinin yüz akı mesabesindeki örneklerdendir.

Medeniyetimizin altın çağlarının oldukça uzağına düştüğümüz bu günlerde İslam dünyasında yaşanan genel problemlere bağlı olarak kadınların mağdur edildiği ciddi sorunlar gün yüzüne çıkmıştır. Afrika ve Asya ülkelerinde büyük güçlerin çıkar savaşları ve sömürgeciliğin devam eden etkileri, yoksulluk ve geri bırakılmışlığın sonuçları en fazla kadınları etkilerken Ortadoğu’da yoğunlaşan çatışma alanları da -başta Suriye, Filistin ve Irak olmak üzere-yüzlerce kadını dul bırakmış, bir okadarını hapishanelerde mahkûm hale getirmiş, yine kadınları zor şartlar altında mülteci statüsüne düşürmüştür.

Özellikle yanı başımızdaki coğrafya Suriye’de dört yıldır yaşananlar Suriye toplumunu ve komşu toplumları derinden etkilemektedir. Savaş nedeniyle 15.000 Suriyeli kadın hayatını kaybederken binlerce çocuk öksüz kalmıştır. 6000 Suriyeli kadın tecavüze uğramıştır. Suriyeli kadınlar kaçırılmakta, insan tacirleri tarafından kullanılmakta, hapse atılmakta, tecavüze, psikolojik ve fiziksel saldırılara maruz kalabilmektedir. Halen yüzlerce Suriyeli kadından haber alınamamakta sağ mı ölü mü oldukları bilinmemektedir. Yine akıbeti belirsiz yüzlerce Suriyeli kadın hapishanelerde türlü işkencelere maruz bırakılmaktadır. Esed rejiminin askerlerinin Suriyeli kadınlara uyguladığı muameleler tamamen insanlık suçu kapsamına girmektedir. Diğer yandan 145 bin Suriyeli kadın, eşleri hayatta olmadığı için ailelerinin geçimlerini temin etmek durumundadır. Bugün Suriyeli kadınların maruz kaldığı tüm bu hak ihlallerinden başta İran olmak üzere Esed rejimine destek veren tüm devletler, kişi ve kuruluşlar sorumludur.

Ülkemizde son zamanlarda yaşanan kadın cinayetleri ve şiddet vakaları ise İslam medeniyetinin kadına verdiği değerli paye ile tam bir tezat oluşturmaktadır. Tüm halkımızı derinden sarsan Özgecan Aslan cinayeti ülkemizde binlerce kadının karşı karşıya kaldığı vahim toplumsal sorunun son örneklerindendir. İnsan hak ve hürriyetleri açısından bakıldığında da gerek ülkemizde gerekse komşu coğrafyalarda kadınlar yoksulluk, savaş ve işgal nedeniyle oluşan mağduriyetlerin suiistimal edilmesi sonucu ağır bir yükün altında ezilmekte, istismar edilmektedirler.

Türkiye’de ve dünyada kadın haklarının yüksek sesle dile getirildiği bir gün olan 8 Mart vesilesi ile coğrafyamızda ve İslam coğrafyasının farklı bölgelerinde kadınların yaşamakta olduğu istismar ve mağduriyetlerin her daim gündemde tutulmasına ve gerekli önlemlerin alınmasına duyulan ihtiyacı seslendirmek olmazsa olmazdır.

8 Mart Dünya Kadınlar Gününün kadın-erkek herkese mutluluk ve barış getirmesini, insan hakları ve cinsiyet ayrımcılığı konusunda daha aktif bir duyarlılık ve bilinç düzeyine ulaşmamızda yeni bir başlangıç olmasını temenni ediyoruz”.

Savaş nedeniyle Türkiye’ye sığınan Suriyeli Lina Milas ise yaptığı konuşmada Suriyeli kadınların yaşadıkları sıkıntılara dikkat çekti. Milas savaşta kadınların durumunun çok kötü olduğuna dikkat çekti ve tek istediklerinin ülkelerine geri dönmek olduğunu söyledi.

 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN