Tesettür; bütün bedeni el, yüz açık olabilecek şekilde bol ve iç göstermeyen giysiler ile kapatmaktır.
Tesettür ayeti Kur'an'ı Kerimimizde Nur suresi ve Ahzap surelerinde geçer.
Rabbimiz Teala Nur suresi 31. ayetinde buyurur; "Mümin kadınlara söyle;
gözlerini sakınsınlar, ırzlarını muhafaza etsinler, kendiliğinden açılanı hariç süslerini açmasınlar, başörtülerini yakalarının üzerine uzatsınlar.
Ayrıca Ahzap suresi 59.ayetinde Rabbimiz Teala şöyle buyurur. "Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle dışarı çıkarken üstlerine cilbablarını alsınlar. Bu onların tanınmasını ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar. Allah Gafurdur, Rahimdir."
Rabbimizin bu güzel ayetleri ne güzel açıklıyor tesettürü.
Peki bizlerin tesettüre bakış açısı ne?
Tesettürü çağ dışılık olarak mı görüyoruz, yoksa özgürlüğümüzü kısıtlayan birer yaptırım mı?
Tesettür hiç bir zaman ne çağ dışılıktır ne özgürlüğün kısıtlanmasıdır.
Asıl özgürlük tesettürün ta kendisidir. Allah'u Tealanın bu emrini yerine getiren bir kadın bilirki her ortama çok rahat girebilir. Çünkü; üzerinde çelikten zırhların dahi bu kadar güçlü koruyama yapacağı tesettürü var.
Kadınlarımız tesettür konusunda günümüzdeki kadar hiç özgür olmadı Elhamdülillah fakat bizim daha dünden kalan acılarımız var. 28 şubat karaları gibi adil olmayan kararlarla bir nesli zorlu sınavlara tabii tuttular.
28 şubat kararları, zorlu, içi insan haklarına aykırı kanunların olduğu, gereksiz bir kanunlar bütünüydü.
Bu zorlu dönemin bilinen tek galibi baş-örtüsünden taviz vermeyen kadınlardı. Haksızlık karşısında güçlü duran bu kadınların yeni dönemde hakları leh'e olacak şekilde göz önünde bulunduruldu mu? O dönem çalışanların evet, peki üniversitede okuyanların, okumaya doyamadan bırakanların, kaybettiği yıllarının telafisi yapıldı mı? HAYIR, onlar kaybettikleriyle baş başa kalmaya devam ediyorlar.
Okuyamadan çalışamadan üretemeden gecen yıllarına hala devam ediyorlar.
Evet, o mağdurlara kol kanat olma zamanı, onlar öz yurtlarında ikinci sınıf vatandaş oldular,ataları canlarıyla kanlarıyla bu yurdu onlara bıraktığı halde öz yurtlarında garipliği iliklerine kadar yaşadılar. Okullarında uyarma kınama cezası verildi çünkü; suçları sabit görülmüştü, ceza tebligatında böyle yazıyordu suçunuz sabit görüldüğünden, bu vatan evlatları ne insan öldürdü, ne hırsızlık yaptı,ne uyuşturucu kaçırdı Allahın emrini yerine getirmekle suçlu sayıldı.
Gelin hep birlikte bu mağdurlardan özür dileyelim
Yanında olamadığımız için
Onlar o haksızlığa uğrarken görmezden geldiğimiz için
Ve hala yaraları sarılamadığı için
Bu kızlar ikinci sınıf vatandaş olmanın acısını çok fazla çekti. Fakat bu koca yürekliler devletine hiç küsmedi!
Allahın emrinden dolayı örttüğünüz baş örtüsünden ve sizlerden sonuna kadar özür dileriz.
Esra | 29 Nisan 2021 23:07
Çok güzel yazmışsınız başarılarınızın. Devamını diliyorum Fikriye hanim