Osmanlı Ocaklarından Sükûnete Davet

Osmanlı Ocakları Elazığ İl Başkanlığı bir basın bildirisi yayınlayarak gençler sağduyuya ve sükûnete davet edildi.

PAYLAŞ
Harput TV - Harput TV

Osmanlı Ocakları Elazığ İl Başkanlığı bir basın bildirisi yayınlayarak gençler sağduyuya ve sükûnete davet edildi.

Osmanlı Ocakları Elazığ İl Başkanı Ramazan Ayhan açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Ülkemizde son günlerde yaşanan sokak eylemlerinden dolayı büyük endişe ve üzüntü duymaktayız. “İmparatorluk”  özleminden,  yeniden “ Büyük Türkiye” gerçeğine doğru emin adımlarla yol alırken içerden ve dışardan bu kutlu yolculuğumuza engel olmak isteyenlere elbette verilecek mesajımız vardır. 1400 yıllık İslam Medeniyetinin müstesna temsilcileri olan Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğunun torunları olarak kaygılıyız, huzursuzuz. Adalet ve hoşgörünün her dönem timsali olan bu İmparatorluk topraklarında son dönemde yaşananlar vicdanları yaralamıştır.

İslam Ümmetinin her daim adalet ve hoşgörüsüyle koruyucusu olmuş Büyük Osmanlı İmparatorluğu’nun torunları olan bizler bu kutlu emaneti ebediyete kadar taşıma kararlığındayız. Aramıza nifak tohumları saçmaya çalışan bedbahtlar, gafiller her dönem olduğu gibi bugün de olacaktır. Bizler Osmanlı Ocakları Elazığ İl Başkanlığı olarak birliğimize, beraberliğimize en önemlisi de kardeşliğimize yapılan bu dış odaklı saldırılar karşısında özellikle geleceğimiz olan gençlerimizi sağduyuya ve sükûnete davet ediyoruz.  Aynı zamanda anne ve babaların bu yaşananlar karşısında çocuklarına her zamankinden daha çok sahip çıkmalarını bekliyoruz.  

Bu coğrafyada bin yıllık mazisi olan bir ecdadın torunları olarak yaşananlar karşısında toplumumuzun her kesimine büyük görevler ve sorumluluklar düşmektedir. Öncelikle yerel basınımızın güzide temsilcileri olarak sizler kendi yayınlarınız ve kanallarınız aracılığıyla yaşanan olaylar karşısında önceliğiniz habercilikten ziyade kamuoyunu toplumsal olaylara karşı uyarmak ve bu yönde yayınlara yer vermek olmalıdır. Özellikle ulusal basınımızın belli bir kesiminin ki özellikle Paralel Çete güdümlü bazı medya organlarının toplumumuzun bazı kesimlerini bu olaylar karşısında kışkırtma ve sokakları ısıtma gayretine girdiğine hep beraber şahit olduk ve olmaya da devam ediyoruz. Elbette basın haber özgürlüğünden mahrum bırakılamaz ve bırakılmamalıdır da. Ancak söz konusu ülkemizin birlik, beraberliği ve toplumun kardeşliği ise habercilik elbette ikinci sırada olmalıdır. Bu ülkede Gezi Parkı Eylemlerinde BBC’ye, CNN İnternational’e, The Guardian’a, Washington Post’a rahmet okutacak basın-yayın organlarının varlığını biliyorduk ancak eli kanlı terör örgütünün eylemlerine bu kadar sempati duyacağını düşünmemiştik.

Ezelden ebediyete kadar sürecek olan Türk-Kürt kardeşliğine kurşun sıkmak isteyen iç ve dış mihraklar çocuklarımız ve gençlerimiz aracılığıyla bu huzur ve sükun ortamını bozmaya çalışabilir. Sizler, bizler, hepimiz çocuklarımıza sahip çıktıkça, en önemlisi de çocuklarımızı ve gençlerimizi milli ve manevi değerlerimizle buluşturdukça bu mihraklar başarılı olamayacaklardır. Sizlerden ricamız bu süreçte çocuklarımızı terör eylemleri için sokaklarda olan güruhlardan uzak tutalım…

Kadim Selçuklu ve Osmanlı Medeniyetinin mirasçısı olan “Büyük Türkiye” yolculuğumuzda karşımıza engeller çıkabilir. Tuzaklar, komplolar kurulabilir. Bütün bunlar karşısında millet olarak uyanık olmak ve bu kutlu yolculukta genç kuşakları Kur’an ve Sünnet’le buluşturmak, Osmanlı adalet ve hoşgörü anlayışını öğretmek hepimizin görevi olmalıdır. Osmanlı Ocakları olarak bizler bu misyonu üstlenmeye karar verdik ve bu gençlerimize kapılarımızı ardına kadar açtık. İşte bu bağlamda tüm STK kuruluşlarından kamuoyu adına destek bekliyor ve bu süreçte daha hassas davranmalarını istiyoruz. Toplumsal barışımızın korunması adına ideolojilerin, ırkların, mezhepsel ayrılıkların, inançların, renklerin bir öneminin olmadığını iyi anlamak gerektiği kanaatindeyiz.

“Büyük Türkiye” yolculuğuna Osmanlı Ocakları olarak çıkmış bulunduğumuz bu kutlu yürüyüşe herkesi davet ediyoruz!  Bu yolculukta toplumsal barışın korunması,  Osmanlı adalet ve hoşgörüsünün yerleşmesi, İslam kardeşliğinin yeniden tesis edilmesi için toplumun  bütün katmanlarının sağduyulu hareket etmesi gerekmektedir. Sokakların savaş alanına döndürülmeye çalışıldığı, günahsız insanlarımızın katledildiği, ideolojik, mezhepsel ve etnik ayrışmaların giderek hız kazandığı bu dönemde Osmanlı İmparatorluğunun yönetim anlayışının iyi anlaşılması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün Osmanlı adaleti, hoşgörüsü, İnsan sevgisi ve Devlet anlayışı halen var olmuş olsaydı, Bosna, Doğu Türkistan, Çeçenistan, Filistin, Ortadoğu ve Kuzey Afrika da bu insanlık suçları işlenebilir miydi?

Gayri Safi Milli Hasılası son on iki yılda 225 milyar dolardan 850 milyar dolara, kişi başına düşen milli geliri 2500 dolardan 10500 dolara çıkarılmış ülkemizde geleceğe doğru ekonomik ve sosyal olarak büyüyerek yürüdüğünü elbette Batılı ülkeler fark etmiştir. İşte bu hızlı büyümenin beraberinde getirdiği potansiyel güç Dünya’yı yönettiğini düşünenleri tedirgin etmiştir. “Büyük Türkiye” yürüyüşümüzü durduramayacağını anlayan Batı  “Büyük Türkiye İmparatorluğunun” ayak seslerini ensesinde hissetmeye başlamıştır. Dışarıdan bizi bölemeyeceğini anlayan dış mihraklar umut dünyası içerisinde yaşayan gençlerimizi kendi milletine karşı kullanmaya kalkışmış, bizi ilgilendirmeyen bir savaşın parçası yapmaya çalışmıştır. Ayn El Arap’ta yaşanan savaşın yansımaları dış mihrakların etkisiyle ülkemizde barış ve huzuru bozmuştur. Tıpkı 17 ve 25 Aralık Paralel Örgüt Operasyonunda olduğu gibi ekonomimiz büyük kayıplar vermiş, yatırımcılar tedirgin olmuşlardır.

Yaşanan bu kaotik süreçte bu coğrafyanın ortak sahibi olan Türk-Kürt kardeşliğimizin ilelebet sürmesi ancak Osmanlı adalet ve hoşgörüsünün yeniden benimsetilmesiyle mümkün olacaktır. Osmanlı Ocakları olarak bizler bu kardeşliğin, adalet ve hoşgörünün yeniden daha sağlam temeller üzerine inşa edilmesi için bu görev üstlenmeye kararlıyız.

İslam İnanç İmparatorluğunun oluşmasında çok büyük katkıları olan Selahaddin Eyyubi ve Fatih Sultan Mehmet Han’ın torunlarına düşen en önemli görev Türk-Kürt kardeşliğinin yeniden tesisi için olmalıdır. Birlik, beraberlik ve kardeşlik tohumları ektikçe bizler işte o zaman “ Büyük Türkiye İmparatorluğu”nu yeniden kurabiliriz. Bu kutlu yolculuğumuza herkesin katılmasını bekliyor Ayn El Arap’taki savaş bahanesiyle eylemlerini sürdüren gençlerimizi sağduyuya davet ediyoruz.

Peygamber efendimiz (s.a.v) buyurdular; “Fitne zamanında evinizde oturun, Günahlarınıza tövbe edin, Dilinizi tutun, başkalarının işlerine karışmayın!” Allah yar ve yardımcımız olsun.”

                                                                                                                                                                                 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN