'Sivil İnisiyatife Çok İş Düşüyor'

CHP Milletvekili Ali Demirçalı, Elazığ’daki Meslek Odaları, sivil toplum kuruluşları ve sendika başkanlarına mektup gönderdi.

PAYLAŞ
Harput TV - Harput TV

CHP Adana Milletvekili Ali Demirçalı, demokrasinin kurum ve kurallarının tam olarak oturmamış olduğu ülkelerde, sorumluluk üstlenen, katılımcı ve aktif sivil inisiyatiflere çok iş düştüğünü ifade ederek, “STK'lar devletin var olmadığı, boşluk bıraktığı alanları doldururlar. Bu örgütler temsil ettikleri toplum kesimi adına devleti denetler ve yeri geldiğinde de hesap sorarlar” dedi.

CHP Adana Milletvekili ve TBMM Milli Savunma Komisyonu Üyesi Ali Demirçalı, Elazığ’daki Meslek Odaları, sivil toplum kuruluşları ve sendika başkanlarına mektup gönderdi,”TBMM'de, yasama ve denetleme faaliyetlerimde sizlerden gelecek olan öneriler ve talepler noktasında çalışmalarımı yürütmek istiyorum” dedi. Elazığ’da CHP’nin Denetmen Milletvekili olarak görev yaptığını belirten Ali Demirçalı, TBMM'de, yasama ve denetleme faaliyetlerinde meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve sendikalardan gelecek öneriler ve talepler noktasında çalışmalarını yürütmek yürütmek istediğini ifade etti. Demirçalı, toplumumuzda yaşayan bireylerin bilinçlendirilmesi ve güçlü toplum yaratılması için, gücünü anayasadan alan meslek örgütleri, sendikalar ve Sivil Toplum Kuruluşlarının birlik ve beraberliğin sağlanmasında, sorunların çözümünde şart olduğuna inanan bir siyasetçi olduğunu kaydetti ve şöyle dedi: “Ülkemizde demokrasinin tam olarak oturmasını istiyorsak, devlet dışı sivil örgütlü yapılara gereken önemin verilmesi olmazsa olmaz bir kuraldır. Demokrasinin en büyük göstergesi, siyasete katılım ve insanların kendi düşündüklerini rahatça söyleyebilmesi ve bunu örgütlü bir şekilde talep edebilmesidir.

Devlet dışı bu örgütlü yapılar devletin görevini yapmazlar. STK'lar devletin var olmadığı, boşluk bıraktığı alanları doldururlar. Bu örgütler temsil ettikleri toplum kesimi adına devleti denetler ve yeri geldiğinde de hesap sorarlar.
Bizim gibi demokrasinin kurum ve kurallarının tam olarak oturmamış olduğu ülkelerde, sorumluluk üstlenen, katılımcı ve aktif sivil insiyatiflere çok iş düşmektedir. Örgütlü yapıdaki STK'lar kamu yönetimi üzerinde halkın denetimi olacak ve böylece kamusal faaliyetlerde saydamlık sağlanacaktır. Kuşkusuz böyle bir yapı dışa kapalı ve basiretsiz bir idarenin hem nedeni hem sonucu olacaktır.

Anayasaya göre, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Ancak demokratik nitelemesine karşın, halkın yönetime katılma hakkını yeterince kullanamadığı hepimiz tarafından görülmektedir- Siyasal Partiler Yasası ve Seçim Yasaları nedeniyle, halk iradesi TBMM'ne tam olarak yansımamaktadır. Halkın özgür iradesini tam temsil edemeyen ve dolayısıyla bir temsil krizi yaşayan Parlamento, hükümet üzerinde gerekli siyasal denetimi de sağlamakta da zorlanmaktadır.

Türkiye'de örgütlü yapıların zaten sınırlı olan özerkliği, mevcut iktidarının baskıcı politikaları nedeniyle hızla erozyona uğramaktadır. Bürokraside, yerel yönetimlerde, medya ve iş dünyasında muhaliflerini sindirmeye çalışan iktidar, tüm örgütlü yapıları da kendisine biat etmeye zorlamaktadır.

AKP'nin tekelci zihniyeti, farklı toplum katmanlarına sahip olan sivil örgütlü yapıları, yoğun yaftalama politikaları ile kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır. AKP iktidarı, her türlü yıldırma ve taciz taktiğiyle bu kuruluşları çalışamaz hale getirmeyi amaçlamaktadır. Bu örgütlü yapılar AKP'nin güdümüne girmek ya da "bertaraf olmak" ikilemi ile karşı karşıya bırakılmaktadırlar.

Oysa çağdaş, demokratik bir Türkiye ancak örgütlü toplum ile mümkün olacaktır. Bu hedef doğrultusunda Elazığ ilimizde sivil toplumu güçlendirmek, meslek odalarını uzmanlıkları doğrultusunda çekinmeden doğruları söyleyebilmesi, sendikalarımızın özgürce haklarını talep edebilmesi için, mevzuatı dönüştürmeye ve kurumsal destek sağlamaya yönelik politikaları birlikte oluşturup, birlikte hareket ederek gerçekleştirmeliyiz.”

 

 

 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN