SP Merkez İlçe Divan Toplantısı

SP Merkez İlçe Başkanı Mustafa Kodat Saadet Partisi Elazığ Merkez İlçe Başkanlığı divan toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.

PAYLAŞ
Harput TV - Harput TV

Saadet Partisi Merkez İlçe Başkanı Mustafa Kodat, Saadet Partisi Elazığ Merkez İlçe Başkanlığı divan toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin ekonomik anlamda iyi bir durumda bulunmadığını belirten Kodat, değerlendirmesinde şunlara yer verdi: “Ülkemiz hem içeride hem de dışarıda tarihi bir süreçten geçmektedir. Mazlum İslam coğrafyası hiçbir dönemde olmadığı kadar kan ve kaos içindedir. Hiçbir dönemde olmadığı kadar bölünmüş, parçalanmış ve birbirine düşmüştür. Irak, Libya, Suriye derken ateş kapımıza dayanmıştır. Peki böylesine hassas bir dönemde, Türkiye’de neler oluyor? Her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyarken, tam tersine kutuplaşıyoruz. Sağduyunun yerini öfke, adaletin yerini adaletsizlik alıyor. Emniyet, Yargı gibi ülkenin en stratejik, en önemli kurumlarında tam bir kargaşa yaşanıyor. Güvenin yerini güvensizlik alıyor. Yargı kutuplaşıyor, emniyet kutuplaşıyor, medya kutuplaşıyor. Daha doğrusu kutuplaştırılıyor.

Türkiye, ekonomik anlamda hiç iyi bir durumda değildir. Üretmeyen bir ekonomi, yatırım yapmayan bir ülkenin fakirliği yenmesi, işsizliğin üstesinden gelmesi mümkün müdür? 10 yılı değil 20 yılı düşünün. Milli Görüş’ten başka bu ülkede ağır sanayi, yerli sanayi, milli sanayi diyen var mı? Üretim yapmadan milli geliri nasıl arttıracaksınız? Fabrikaları kurmadan, hele hele eldeki fabrikaları satarak gençlere nasıl iş imkanı bulacaksınız?

Milli Görüş politikalarına dönülmedikçe, ne ekonomi düzelir, ne işsizlik, ne yolsuzluklar önlenir, ne de halkımız huzur ve refaha kavuşur. Çünkü bu işler lafla değil inançla olur. Şimdilerde; yeni bir laf doladılar ağızlarına. Ne diyorlar, ‘Yeni Türkiye’. Hemen peşinen söyleyeyim ki; Birincisi, öyle yeni demekle yeni olunmaz. İkincisi, biz Yeni Türkiye’nin değil, Yeniden Büyük Türkiye’nin mücadelesini veriyoruz. Peki neden Yeniden Büyük Türkiye? Batıya uyduluk değil, İslam dünyasına öncülük yapmak için Yeniden Büyük Türkiye! Zalimlere payanda olmak için değil mazlumlara rehber olmak için Yeniden Büyük Türkiye! BOP’a eşbaşkanlık yapmak için değil, adil bir düzen kurmak için Yeniden Büyük Türkiye! Avrupa Birliği kapılarında oyalanmak için değil, İslam Birliği’ni kurmak için Yeniden Büyük Türkiye! İşte bunları ancak Milli Görüşçüler yapar. Saadet Partisi yapar. Çünkü Saadet Partisi, diğer partilerden biri değildir. Saadet Partisi, partilerin değil, bu bozuk düzenin, bu adaletsiz sistemin alternatifidir. Saadet Partililer, bu düzene bekçi olmaya değil, bu düzenin yerine adil bir düzen kurmaya geliyor. Bu yüzden Saadet Partisi Türkiye için bir tercih değil bir zorunluluktur.

Saadet Partisi hiçbir kavganın tarafı değildir. Hiçbir kumpasın içinde yoktur. Bundan sonra da olmayacaktır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sadece ve sadece Hakk’ın ve halkın yanında olacaktır.  Kınayanların kınamasına aldırmadan, inandığı doğruları en gür sesle söylemeye devam edecektir.

2015 bütçesi mecliste görüşülmeye devam ediyor. Ne yazık ki ön görülen bütçenin 54 milyar lirası yine faize gidiyor. Bunu altın değerinde hesapladığımızda 530 ton saf altın etmektedir. Bu da demektir ki, her hafta 10 ton altın faizcilerin cebine aktarılmaktadır. Buna son verilmeden yatırım ve üretim yapılması, işçi, memur ve emeklinin yüzünün gülmesi mümkün değildir. Bu da gösteriyor ki 2015 yılı bütçesi yatırım değil, faiz ödeme bütçesidir. Bu bütçede faiz yatırımdan daha önde tutulmuştur. Bu bütçede, Asgari ücretli yoktur. Bu bütçede emekli yoktur. Bu bütçede dar gelirli yoktur. Bu bütçe tamamen ranta ve faize dayalı bir bütçedir. Her fırsatta borcumuz yok diyenlere sormak lazım. Peki borç yoksa bu faizi kime ödüyorsunuz? Neyin karşılığıdır? Öbür taraftan bakıyoruz, 12 yıllık süre içerisinde tam 600 milyar lira faiz ödenmiştir. Bu seneki ile yuvarlak olarak 650 milyar lira faiz ödeniyor.

Her yıl artarak devam eden, inançlarımıza ve kültürümüze uymayan yeni yıl kutlamaları furyası halkımıza bilinçli bir şekilde empoze edilmektedir. Yılbaşı eğlencesinin dinimizle ve kültürümüzle yakından uzaktan bir ilgisi yoktur. Ancak Müslüman halkımız, batılıların bayram olarak kutladıkları Noeller ve yılbaşlarını çeşitli etkinliklerle ve eğlencelerle kutlamakta ve bunu da kültürümüzün bir parçası gibi görmektedir.

Bu etkinlikler ve eğlenceler maalesef tamamen batı kültürünü taklit etmeden kaynaklanan bir durumdur. Oysa bir Müslüman yeni yıla girerken geçmiş yılın muhasebesini yapmalıdır.  Yani kendisine 'acaba geride bıraktığım yılı nasıl değerlendirdim. Gerek kendim, ailem ve çocuklarım için gerekse milletim memleketim için faydalı işler yapabildim mi, yoksa bir yılı heba mı ettim' sorularını sormalı ve düşünmelidir.”

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN