SP Merkez İlçe Divan Toplantısı

Saadet Partisi Merkez İlçe Divan Toplantısı çok sayıda partilinin katılımıyla yapıldı.

PAYLAŞ
Harput TV - Harput TV

Saadet Partisi Merkez İlçe Divan Toplantısı GİK Üyesi Av. Bekir Kılıç, Merkez İlçe Başkanı Mustafa Kodat, yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda partilinin katılımıyla yapıldı.

Toplantıda açılış konuşmasını yapan Saadet Partisi Merkez İlçe Başkanı Mustafa Kodat Paris’de yapılan yürüyüşe değindi.

Kodat konuşmasında; “Geçen Çarşamba günü Hz. Peygambere (S.A.V.) hakarete yeltenen Charlie Hebdo adlı dergiye yapılan saldırıda ölenler için Fransa’da Terörü Tel’in Yürüyüşü” yapıldı. Başbakan Sn Ahmet Davutoğlu da ön saflarda yer aldı ve yürüyüşte Peygamber Efendimize (S.A.V.) hakaret edenlerle kol kola, omuz omuzaydı. Her şeyden önce terörün her türlüsüne karşı olduğumuzu sürekli ifade ediyor ve etmeye devam edeceğiz. Ancak Müslümanlara yapıldığında çok normal, bir kafir öldürüldüğünde kıyametler kopuyor. İşte biz buna karşıyız” şeklinde konuştu.

Kodat yürüyüşü eleştrerek; “Terör” için yürüyorsunuz Sayın Başbakan… Terör nedir? Batı “Terör” dedi, Irak tarumar oldu. Batı “Terör” dedi, Suriye perişan oldu. Batı “Terör” dedi, Afganistan yerle yeksan oldu. Batı “Terör” dedi, Filistin kundaktaki bebeğe mezar oldu. Batı “Terör” dedi, Bosna toplu mezar oldu. Batı daha ne desin gözlerimizin açılması için? Fransa’nın Afganistan’da, Fransa’nın Irak’ta, Fransa’nın Orta Afrika’da, Fransa’nın Libya’da ne işi var, Fransa’nın Cezayir’de ne işi var? Sizin Fransa’da ne işiniz var Sn Başbakan?  Terörü telin yürüyüşünde, Fransa’nın, İslâm coğrafyasında estirdiği terörü de, tel’in edebildiniz mi? Kin, öfke, intikam ekerseniz, kan biçersiniz, ölüm biçersiniz, korku biçersiniz, Yapmayın” diyebildiniz mi?” dedi.

Kodat konuşmasında başbakan Davutoğlu’na seslenerek şu ifadeleri kullandı; “Hangi terörden bahs ediyorsunuz Sn Başbakan. İslam coğrafyasını kan gölüne çeviren, “dostlarınız” olarak nitelendirdiğiniz, batılı teröristler değilmi. Irakta 2 milyon Müslüman’ı sizin desteğinizle katil eden bu haçlı teröristler değilmi. Cezayir’de Milyonlarca Müslüman katl eden bu terörist Fransa değilmi. Daha  dün Libya’da  sizin desteğinizle 100 bin Müslüman katl eden Fransa ve diğer katil teröristler değilmidir?  Afrikada soykırım yapılıyor, yapanlar ayni terörist ülkeler olduğunu sizlerde biliyorsunuz. 40 yıldır pkk terörünün arkasındaki güçler kimlerdir. Filistinde 60 yıldır taş üstünde taş bırakmayan terör devleti İsrail’in arkasındaki güçler bunlar değilmi. Bütün bunları bir tarafa bırakacaksınız, 11  tane İslam düşmanı öldürülmüş  diye Dünya’yı ayağa kaldıracaksınız. Ey Başbakan,  son 10 yılda en az 12 milyon Müslüman Bu katiller tarafından katl edildi! Bundan dolayı siz kaç tane yürüyüş tertiplediniz? Yada kaç tane Miting yaptınız?  Yada tertiplenen kaç tane Mitinge katıldınız? Peygamber efendimize sayısız defa hakaretler edildi. Bununla ilgili kaç tane yürüyüş tertiplediniz? Yada tertiplenen kaç tane Mitinge katıldnız?  Bu Milletin tepkisi de azalınca, Biz bu Milletin gazını aldık diyen zihniyetin temsilcisi değilmisiniz? Peygamber efendimize hakaret içerikli karikatürleri destekleyen Danimarka eski başbakanı alçak Rasmüsen’in NATO genel sekreterliği için destek veren sizlersiniz. Oradoğu nun katil ve terörist ülkesi İsrail’in OECD üyeliğine desteği veren sizlersiniz. Her fırsatta Avrupa’nın bir parçası olduğunuzu ifade ediyorsunuz. Avrupa biziz, biz Avrupa’yız diyorsunuz. 50 yılı aşkın bir süredir kapısında bekliyorsunuz. 50 yıl daha bekleseniz o kapıdan giremeyeceğinizi hala anlamadınız mı?  Siz değil miydiniz, bu ülkeleri terörist örgütlere destek vermekle suçlayan?  Bugün hangi izanla çıkmış bu teröristlerle kol kola girerek terörü kınıyorsunuz.

Evet Sn Davutoğlu sizinde destek verdiğiniz yürüyüş neticesinde, cesaret alan alçak Dergi 60 bin yerine 4 milyon adet basıyor ve dünyanın dört bir köşesine dağıtılıyor. Övüne bilirsin Sn Davutoğlu.
Dün Peygamber efendimize hakaret edenlerle kol kola yürüyüşte, bugün çıkmış peygamberimize hakarete müsaade etmeyiz çıkışında bulunuyorsunuz. Bu ne yaman çelişki bu nasıl bir zihniyet.

O alçak Dergi görevini yapıyor, kinini kusuyor. Maalesef ülkemizde de bazı alçaklar Gazetelerinde ve sitelerinde Efendimize yapılan hakaretleri ahlaksızca ve alçakça yayınlamaktan da geri durmadılar. Onlarda görevlerini yapıyorlar. Bu alçaklarıda lanetliyoruz.”

Kodat Kılıçdaroğlu’na da seslenerek; “Ana muhalefet partisi lideri Sayın Kılıçdaroğlu! Sırf siyasi iktidara muhalefet olsun diye, siyasete malzeme edilemeyecek böylesine hassas bir konuyu nasıl olur da ifade özgürlüğüyle bağdaştırıyor ve destek oluyorsunuz? İslâm’a ve Efendimiz’e (S.A.V.) hakarete yeltenmek, ne zamandan beri ifade özgürlüğü sayılıyor? İktidara değil, İslâm’a muhalefet ediyorsunuz. “

Kodat toplantıda konuşmasına şöyle devam etti; “Değerli Arkadaşlarım, geçen hafta TBMM komisyonunda bir komedi yaşandı. Bu komisyon, yolsuzlukla suçlanan 4 Bakanı aklayarak yüce divana göndermedi. Burada vahim olan, bir komisyon üyesinin bütün delillere rağmen, suçlanan bu bakanlar, kendi suçlarını itiraf dahi etseler, bunların suçlu olduklarına dair bende bir kanaat oluşmadı diyor. İşte zihniyet bu. Adam suçunu kabul etse dahi komisyon, yok sen ak sütten çıkmışsın diyecek. İşte 12 yıldır bu zihniyet ak diyerek adalet diyerek bu ülkeyi yönetiyor. Bu dünyada şu anda güç sizde, Devlet sizde, irade sizde. Ancak şunu hiçbir zaman unutmayın ki her şeyin bir sonu vardır ve sizinde bir sonunuz olacak. Boynuzsuz koyunun hakkının boynuzlu koyundan alınacağı bir hesap günü vardır. Esas yüce mahkeme oradadır.  Oradaki komisyonlar adildir. Bu bakanları aklayan komisyondan da hesap sorulacak, aklanan bakanlardan da  hesap sorulacak, esas itibarı ile aklatanlardan da hesap sorulacak. O büyük hesap gününe inandığı halde adaletsizlik yapanların, vay hallerine.

Şimdi sıra mecliste, hesap gününe inananların sınavı.  Ancak yine aklatanlar talimat verecek ve aklanacaklar. Mecburlar, yoksa sırası gelenler olacak.

Değerli Arkadaşlarım, Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP’Li 4 Bakan’la ilgili yolsuzluk iddiaları üzerine, “Yolsuzluk yapanın kolunu keseriz” şeklinde iddialı bir çıkışta  bulundu. Bununla da yetinmedi, birkaç gün önce “Kamuda Şeffaflık Paketi”ni açıkladı ve “yolsuzlukları ihbar edenlerin ödüllendirileceğini” ifade etti.   “Bu açıklamalar aslında yolsuzluk ve hırsızlığın olduğuna dair büyük bir itiraftır. Çünkü bir konuda çözüm arıyorsanız, demek ki bu sorunların varlığını kabul ediyorsunuz. Bunun başka bir izahı olamaz.

Değerli Arkadaşlar, Devletin öncelikli görevi, hırsızlığı engellemektir, “En büyük yolsuzluk, başkasının hakkı olan bir makamı, torpil vasıtasıyla çalmaktır. En büyük yolsuzluk, açlık sınırının altında asgari ücret belirleyerek çalışanın emeğini, ekmeğini ve alın terini çalmaktır. En büyük yolsuzluk, emekliye yüzde 2.30 reva görüp, banka ve faiz aracılığıyla milletin parasını çalmaktır. En büyük yolsuzluk, dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen yüzde 10 barajıyla başka partilerin, milletin oylarını çalmaktır.

Saadet Partisi olarak bizler biliyoruz ki, bu milletin evlatlarına, Allah korkusu ve ahiret bilinci aşılamazsanız, kurmuş olduğumuz sistem yamalı bohça gibi devamlı bir tarafından patlak verecektir. Milli Görüş’ün, Saadet Partisi’nin millete vermiş olduğu en önemli katkılardan biri ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’ ilkesidir. Bunu toplumda yaşanır hale  getirmek için çaba sarf etmezseniz, sonuç giderek daha vahim bir hale gelecektir.

Değerli Hemşerilerim; Ekranlarda çok pembe bir tablo çiziliyor. Türkiye sanki kalkınıyor, sanayileşiyor, istihdam problemi yok ve herkes hayatından memnun gibi, bir pembe tablo ekranlarda gösteriliyor ve böyle bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Ama topluma indiğimiz zaman halkın arasına girdiğimiz zaman bakıyoruz ki esnaf perişan, ücretliler yani işçi, memur, emeklinin satın alma gücünün kalmadığını görüyoruz. Satın alma gücü olmayan ücretlinin, emeklinin, çarşıda alım gücü olmadığından esnafta bir durgunluğa neden oluyor. Bir de işsizler ordusu var ki son resmi rakamlara göre yüzde 10,5’lara çıktı. Gerçek rakam ise yüzde 20 olarak Türkiye’nin son yıllardaki en yüksek işsizlik rakamı olarak karşımızı çıkıyor.

Değerli Hemşerilerim; İşte emekliye reva görülen ayda 24 lira zam. Memura reva görülen yüzde 3. Değerli hemşerilerim hala gerçekleri görmeyecekmiyiz. Erbakan hocamız diyordu ki, biz istiyoruz ki kafanız gözünüz kırılmadan gerçekleri görüp dönesiniz. Şimdi hiçbir emeklimiz çıkıp diye bilirmi ki ben emekli maaşımla ailemi rahatlıkla geçindiriyorum. Aldığım maaş bana yetiyor diyen bir memur kardeşimiz var mı.  Elazığ’daki esnaflara sorun, kaç tanesi çekini senedini borçlanmadan ödeyebiliyor. Dar gelirli vatandaşlarımız modern dilenci konumuna getirilmiştir. Oy için iki torba kömüre 2 kilo pirince mahkum edilmiştir. Vatandaşımızı iş sahibi yapacaklarına, basit yardımlarla kendilerine oy verme mecburiyetinde bırakılmıştır.

Değerli Emekli kardeşim, Sayın Memurum, Asgari zulüm ücretine mahkum asgari ücretlimiz, ne zaman uyanacağız. Ey dar gelirli kardeşim, 2 torba kömürün yolunu bekleyeceğine şerefinle çalışıp, alan el olmak yerine veren el olmak daha şerefli değil mi. Akp ye oy verdiğiniz müddetçe bunlardan kurtulmanız mümkün değildir. Akp nin politikası budur. Bunlara mecbur değilsiniz.

Bakınız önümüzdeki seçimler hepimiz için bir fırsattır. Artık körü körüne birilerinin peşinde gitme mecburiyetinde değilsiniz. İnsanca yaşamak hepimizin hakkı. 13 yıldır pirim verdiniz yetmedi mi. Geldiğimiz noktaya bir bakınız. Söyledikleri hangi sözü gerçekleştirdiler. Bütün hatalarını, yanlışlarını yandaş medya ile doğruymuş gibi yansıttılar. Doğu ve Güney doğumuz elden gidiyor, haberiniz var mı? Ahlaksızlık her gün giderek artıyor, bana ne diye bilirmisiniz. Madde bağımlılığından gençlerimiz bir bir dökülüyor. İlla kapımızın çalınması mı lazım uyanmamız için. Akp nin İsrail Amerika ve İngiltere tarafından bir proje partisi olarak bunlara hizmet için kurulduğunu sağır sultan bile duydu, siz ne zaman duyacaksınız.

Değerli hemşerilerim; Milli görüş hizmetlerini hep birlikte yaşadık ve gördük. İnsanca yaşayabilmek için, Ahlak ve maneviyatın en güzel şekilde yaşanabilmesi için, Haysiyetli bir dış poitika ya sahip olmak için, Türkiye’nin itibarının en üst seviyeye  gelmesi için Milli Görüşe ve onun tek temsilcisi Saadet partisinin iktidarına  ihtiyaç vardır. Bunun için önümüzdeki seçimler bir fırsattır. “

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN