Bilal Dal'ın Kutlu Doğum Mesajı

Türk Diyanet Vakıf-Sen Elazığ Şube Başkanı Bilal DAL Kutlu Doğum Haftası nedeniyle bir mesaj yayınladı.

Türk Diyanet Vakıf-Sen Elazığ Şube Başkanı Bilal DAL Kutlu Doğum Haftası nedeniyle bir mesaj yayınladı.

Dal mesajında şu ifadelere yer verdi, “Âlemlere rahmet, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilen, ahlakıyla bütün insanlığa önder ve rehber kılınan, başımızın tacı gönüllerimizin sultanı Fahri Kâinat Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV) in dünyayı şereflendirişi Diyanet İşleri Başkanlığımızın mihmandarlığı ile her yıl 14-20 Nisan tarihleri arası kutlu doğum haftası olarak kutlanmaktadır.  Kutlu doğum haftasının Türk Milleti ve İslam âlemi için hayırlara, güzelliklere ve uyanışa ve birlikte yaşama şuuruna vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ederiz.

Hazreti Peygamberin doğumu, yaşadığı hayatı, şahsiyeti, insani ilişkileri ve toplum haklarına göstermiş olduğu saygı ile insanlık ve İslam dünyası nezdinde Cenabı Allah’ın buyurduğu gibi pek güzel bir örnek ve önder olmuştur. İnsani değerleri savunmasındaki samimiyeti ve gayreti ile de insanlık tarihine damgasını vurmuştur. Huzura, mutluluğa ve başarıya ulaşmak için Hazreti Peygamberden alınacak pek çok örnek vardır.

Cenabı Allah Yüce Kitabında “Bir kimse Peygamber’e itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur.” (Nisa-80) “Peygamber, nefsin arzusuna uyarak söz söylemez; onun söylediği söz, kendisine vahyedilenden başka bir şey değildir.”(Necm- 3-4) “Allah ve melekleri peygambere salavat getirirler. Hep rahmet, övgü ve iltifat ile anarlar. Ey iman edenler, siz de ona salavat getirin, onu dua ve saygıyla, salâtü selâm ile anın, tam bir teslimiyetle ona bağlanın, onu selâmlayın, ona selâmet dileyin.(Ahzap-56) buyurarak Sevgili Peygamberimizin örnek ve önder olarak alınmasını tüm insanlığa emretmiştir.

Hz. Muhammed (AS) insanlık onur ve şerefinin hiçe sayıldığı, güçlünün hâkim olduğu, zulmün normal bir davranış sayıldığı, kadınların bir eşya gibi değerlendirildiği, mal ve can emniyetinin bulunmadığı,  fukara ve gurebanın adam yerine konulmadığı bir topluma gelmesiyle getirmiş olduğu mesajın önem ve ehemmiyeti daha büyük bir anlam ve mana taşımaktadır.

Hz. Muhammed  (AS) ın “Örnek ve Önderliği”  dikkate alındığı, tavsiyeleri tutulduğu ve yolu (sünneti) takip edildiği sürece daha büyük bir değer ifade edecek ve mesajının yerine ulaştığı anlaşılacaktır.  

Allah’ın yarattığı en şerefli varlık insanın birbirleri ile davranışlarında bir ölçü olmaması sıkıntı meydana getirmektedir. Günümüzde insanların konum ve statülerini korumak için ve nefislerini tatmin etmek için yaptığı haksızlıklar, aşındırılan değerler sebebiyle izzet ve edebe gölge düşmüş ahlaka mugayir davranışlar huzursuzluk ve karmaşa getirmiştir.   Aynı inanca sahip insanların bile dünyevi ihtiras ve benlikleri birbirlerini boğazlama noktasına ulaşmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığımızca her yıl kutlanan kutlu doğum haftasın da bir tema belirlenmektedir. Bu yılın teması  ‘Birlikte Yaşama’ olarak belirlenmiştir. Birlikte yaşamak fedakârlık ve tahammülü gerektirir. Söz ile gerçekleşmiyor. Bunun için Hz. Peygamberin getirdiği mesajla bu temanın anlamı uyuşmalıdır. Müslümanlar arasında yaşanan vahşeti üzüntü ile izliyoruz.  Ülkemizde de siyasi çekişme ve kavgalardan dolayı cami cemaatinin bile birbirlerini ötekileştirdiği ilişkilerin kopma noktasına geldiğine üzüntü ile şahit oluyoruz.

Kutlu doğum haftası olarak kutladığımız şu günlerde Hz. Peygamberin getirdiği kutlu mesaja bu gün daha fazla kulak vermeğe ve hayatımızda uygulamaya muhtaç ve mecburuz.

Hz. Peygamber getirdiği mesajda; İnsanları: Allah’a, ailesine, Müslümanlara ve içerisinde yaşadığı topluluğa karşı, sorumluluklarını yerine getiren, kendisinin ve başkalarının hukukuna riayet eden fertlerden oluşturduğu, mal, can, ırz ve namus gibi mukaddes duygulara saygılı, ahde vefa gösteren, kibirden, yalandan, iftiradan uzak, kimsenin zülüm yapmadığı ve zülüm görmediği,

Hz. Peygamber, toplumu; iyiliği yaygınlaştırıp, kötülüklerin engellendiği, eşitlik, hak, adalet ve hürriyet prensipleri üzerine kurulan ve kardeşliğin, birlik ve barışın hâkim olduğu, anarşi, fitne, kin ve düşmanlık tohumlarının atılmasına dahi imkân verilmeyen, kimsenin aşağılanmadığı, insanların iman, ibadet ve ahlak çizgisinde değerlendirildiği,  

Hz. Peygamber risaleti boyunca; dini, siyasi, iktisadi, hukuki ve içtimai açıdan İslami prensiplere ve sorumluluk anlayışına dayalı bir toplum meydana getirme ferd ve devlet arasındaki ilişkiyi temin etme, şuur ve dinamizm dolu, ahlaki faziletlere sahip, sevinçlerin ve üzüntülerin birlikte paylaşıldığı, fertler arasında dayanışma ve dostluğun hakim olduğu, Bir anlayışa gerçek huzura davet etmiştir.  

Türk Milleti sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed  (SAV) e çok büyük sevgi ve saygı duymuştur. Hayatına da bu sevgiyi yerleştirmiştir. Bu sevgi aşka dönüşmüş ve sevgi atmosferi oluşturmuştur.

Vatanımızı, milletimizi, dinimizi, namus ve iffetimizi, malımızı, mülkümüzü koruyan askerimize iman ve kahramanlık sembolü olarak onun adına MEHMETÇİK unvanı vermiştir.  Asker kışlasına Peygamber ocağı denilmiştir.

Nakib-ul Eşraf Kurumu kurulmuş Hz. Peygamber soyundan gelen seyyid ve şeriflerin tespiti, onların ihtiyaçlarının temini bu müessese ile sağlanmıştır. Onlara sevgi ve saygı gösterilmiş korunmuş ve himaye edilmiştir.

Ayrıca Hz. Peygamberin Mehmet, Ahmet, Mahmut ve Mustafa gibi isimleri ile çocuklarının Zeynep, Rukiye, Ümmi Gülsüm, Fatma, Kasım, İbrahim isimlerini  Peygamberine hürmeten milletimiz çocuklarına isim olarak vermiş ve hayatına yerleştirmiştir.

Kutlu doğum vesilesiyle sevgi ve saygıyla andığımız Hz. Muhammed (AS); en mükemmel önder, en güvenilir örnektir. Hangi iş ve meslekten olursak olalım her insan, Onun hayatında kendisi için çok mükemmel örnekler bulacaktır. Kutlu doğumdan feyz ve nasip alma dilek ve duasıyla. Kutlu doğumun hayırlara, gafletten uyanışa Milli birlik ve bütünlüğümüze vesile olmasını Cenabı Allah’tan diler saygılarımızı sunarız.

Salat ve Selam O’na, Ehli beytine, Ashabına ve yolunda olanlara olsun”.            

Bakmadan Geçme