Hukuki Sorunları Hukukçu Olmayanların Çözdüğü Sistem Uzlaşma - Aziz Dinç

Hukuki Sorunları Hukukçu Olmayanların Çözdüğü Sistem Uzlaşma


Ceza Muhakemesi Hukukunda, mağdurların haklarının korunması ve suç faillerinin topluma kazandırılması amacıyla gelişen uzlaşma, mağdur ve failin, özgür iradeleriyle kabul etmeleri hâlinde, tarafsız bir üçüncü kişinin yardımıyla, suçtan ortaya çıkan sorunların çözümüne aktif olarak katıldıkları bir süreçtir.

 Uzlaşmada taraflar, mağdurun zararının giderilmesi hususunda bir anlaşmaya varmaya çalışırlar.

Mağdurun zararının giderilmesi, mağdura bir miktar tazminat ödenmesi şeklinde olabileceği gibi, mağdur veya toplum için belirli bir kamu hizmetinde bulunulması şeklinde veya hukuka uygun başka herhangi bir edim şeklinde de olabilir. 

Uzlaşmanın amacı, kural olarak, faillerin kendi fiillerinin sonuçlarını görerek bizzat anlamaları için, suçun faili ile mağduru arasında doğrudan iletişim kurulmasıdır. 

Türk Ceza Kanunu’nda uzlaşma kapsamına giren suçlar ;

Kasten Yaralama Suçu (TCK m. 86, fıkra hariç)

Kasten Yaralamanın İhmali Davranışla İşlenmesi (TCK m. 88)

Taksirle Yaralama Suçu (TCK m. 89)

Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit (TCK m. 106)

Tehdit Suçu (TCK m. 106/1)

Konut ve İşyeri Dokunulmazlığını İhlal Suçu (TCK m. 116)

İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçu (TCK m. 117/1)

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma (TCK m. 123)

Hakaret Suçu (TCK m. 125 3. Fıkra a bendi hariç)

Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret (TCK m. 129)

Kişinin Hatırasına Hakaret Suçu (TCK m. 130)

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu (TCK m. 132)

Konuşmaları Dinleme ve Kayda Alma Suçu (TCK m. 133)

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu (TCK m. 134)

Hırsızlık (TCK m. 141)

Kullanma hırsızlığı (TCK m. 146 2 cümle hariç)

Alacağın Tahsili Maksadıyla Cebir ve Tehdit Kullanılması (TCK m. 150)

Mala Zarar Verme TCK m. 151

İbadethaneler ve Mezarlıklara Zarar Verme Suçu (TCK m. 153)

Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu (TCK m.154/1)

Güveni Kötüye Kullanma TCK m.155

Bedelsiz Senedi Kullanma Suçu (TCK m. 156)

Dolandırıcılık (TCK m. 157)

Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi hali (TCK m. 159)

Kayıp veya Ele Geçen Eşyayı Tasarruf Suçu (TCK. m. 160)

Şirket veya Kooperatifler Hakkında Yanlış Bilgi Verme Suçu (TCK m. 164)

Suç Eşyasını Satın Alma veya Kabul Etme Suçu (TCK m. 165)

Bilgi Vermeme Suçu (TCK m. 166)

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçu (TCK m. 209/1)

Aile Hukuku Yükümlülüğünün İhlali Suçu (TCK m. 233/1)

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (TCK m. 234)

Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, TCK m. 239)

Yabancı devlet bayrağına karşı hakaret (TCK m. 341)

Yabancı Devlet Temsilcilerine Karşı İşlenen Suçlar (TCK m. 342)

Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar (CMK 253/1-c) 

Yapılan düzenlemeye göre, taraflar dava yoluna gitmeden önce belirlenen bir uzlaştırıcı ile görüşecek.

Ancak burada uzlaştırıcı olarak belirlenen kişiler, hukukçu değil.

Yukarıda belirtilen suçların çözümünün adliye dışında üstelik hukukçu olmayan insanlar tarafından ele alınmasına bir hukukçu olarak karşıyım.

Belki adliyelerin yükünü azaltmak düşüncesi ile getirilmiştir.

Bu düşüncenin olumlu yanı, fakat uygulama ve uygulayıcılar konusunda ciddi bir sorunun var olduğu inancındayım.

Hukukçu olmayan ve bu konuda hiçbir eğitim almayan birinin hukuki bir konuyu çözüme kavuşturmasının ne kadar sağlıklı olduğunun tartışılması gerekir.

Hukukçu olmayan birine hakimin yetkilerinin verilmesi, doktor olmayan birinin hasta tedavi etmesi gibi bir durum.

Ne yazık ki bu uygulama devam ediyor.

Yapılan düzenlemeler,avukatların gelir kaynakların azalmasına sebebiyet vermiştir.

Avukatlar uzlaştırmacı sistemi ile ciddi bir gelir kaybına uğramışlardır.

Binlerce dosya, avukatların elinden alınmıştır.

Bu dosyalar, avukatlara değil adliyede çalışan adliye personeli, polis, banka müdürlerine v.s.veriliyor.

Özelikle bu dosyalara avukatların bakması gerektiğini kanaatindeyim.

Son yıllarda artan hukuk fakültesi sayısı ve yurt dışında sağlıklı bir yapı ve denetime kavuşturulma konusunda sorunlar yaşanan hukuk fakültelerinin verdiği binlerce mezun sayısı göz önüne alındığında ciddi bir yığılma vardır.

Nihayetinde avukatların işi elinden alınmakta ve başkalarına verilmektedir.

Burada ciddi bir mağduriyete sebebiyet vermektedir.

Bu  konuda bir an evvel çalışmalar yapılması gerekir.

Elimizden alınan işlerimiz, hiç olmasa uzlaşmacı bizler olursak  kısmi de olsa bize iade edilmiş olur.

Çünkü avukatlar dışında olan insanlar için ikinci bir iş alanı yaratılmıştır.

Oysa avukatların tek olan işi de elinde alınmıştır.

Burada TBB.ve barolara ciddi bir görev düşmektedir.

Farklı iş ve konularla uğraşmak yerine binlerce avukatın karşılaştığı bu sorununun çözümü konusunda adımlar atmaları gerektiği inancındayım.

Ben bu mesleğe uzun yıllarını veren birisi olarak,yeni gelen arkadaşların yaşadığı ve bundan sonra yaşayacağı ciddi sorunların önüne geçilmesi amacıyla bu yazıyı yazıyorum.

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
25May
18May

Kimin İçin Yürüyoruz

14May
05May
14Nis

BİZ BU HALE NASIL GELDİK