Dış politika: bir devletin kendi sınırları ötesindeki devletlerle yürüttüğü iletişimin tamamı olarak tanımlanabilir.
Bir ülkenin dış politika kararı sonuçta ulusal ve uluslararası camiaya duyurulduktan sonra bireylerin aklında kalan bilgi devletin ne yaptığının bir özetidir.
Büyük liderler tarihin gidişatına yön vermiştir ve bu nedenle bir çok açıdan incelenmeleri önemli olayların aydınlanmasında ve anlaşılmasında gereklidir.
Birey seviyesinde yapılan çalışmalar özünde liderin (devlet odaklı unsurların ötesinde) dış politikayı oluşturduğu ve liderlerin kararlarının ve seçimlerinin olayları sürüklediği ve tarihe yön verdiği görüşü yatmaktadır.
Siyasi liderlerin, bireysel özellikleri, kişiliği, yetenekleri, değerleri, siyaset yapma tarzları ve stratejileri bir ülkenin siyasetinin, ekonomisinin, toplumsal refah düzeyinin ve dış ilişkilerinin gelişiminde ve dönüşümümde son derece etkilidir.
Türkiye demokratikleşme tarihinde siyasal sistemin sunduğu çerçevenin ötesinde, liderlik özellikleri sayesinde bazı liderler ülkenin gelişiminde ve dönüşümünde diğerlerine göre daha fazla öne çıkmışlardır. Bu bağlamda, 2002 sonrası Türkiye siyasetinde yaşanan olağanüstü değişim ve dönüşümü,en büyük sebebi sayın Erdoğan’ının liderlik özeliğinden kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Çok partili hayata geçtiğimiz 1946 yılından itibaren,10 Cumhurbaşkanımız görev yapmıştır. Dış politika açısından bir değerlendirme yaptığımızda en büyük ve tartışmazsın etkiyi ve itibarı sayın Recep Tayyip Erdoğan sağlamıştır. Ulusal bazda etkisi ve belirleyici rolü gün geçtikçe de artmaktadır.
Yaptıklarına kısa bir göz atarsak;
-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, söz konusu Müslümanlar ve Türkler olduğunda dünyanın pek çok yerinde gözlerin yumulduğunu, kulakların tıkandığını, kalplerin karardığını söyledi.Bir taraftan ‘demokrasi’ diyeceksin, öbür taraftan oradaki Türklere baskı yapacaksın. Bu olacak iş değil” dedi.
- Erdoğan’ın Yunan hükümetini Batı Trakya’daki Müslüman azınlığın haklarını vermediği yönündeki eleştirisi ve Lozan Antlaşması’nın güncellenmesi talebinin etkili olduğunu vurguluyor.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırım konusunda Rusya'yı eleştirerek, "Açık ve net bir şekilde ifade etmek isterim. Türkiye Kırım'ın gayrimeşru ilhakını tanımamıştır ve bundan sonra da tanımayacaktır. Rusya'nın Kırım'da yaptığı, uluslararası hukuku ayaklar altına alması hiçe sayılmıştır" dedi.
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na hitap etti.. Altını çizerek ifade etmeliyim, dünya 5’ten büyüktür" dedi. Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinin (ABD, Rusya, İngiltere, Çin, Fransa) BM’yi etkisiz hale getirdiğini söyledi, bunun kabul edilemez olduğunu ifade etti.
- Alman basınında gündem Erdoğan! 'Avrupa' değerlerini ayaklar altına alıyor.
Millet. Gideriz milletimize, millet ne karar veriyor, biz de ona uyarız. Ya Türkiye'ye verdikleri sözleri derhal tutacaklar ya da sonuçlarına katlanacaklar. Bu iş öyle terör örgütlerini el altından silahla, parayla desteklemek suretiyle ülkemizin üzerine salmakla olmaz. "
"Batı ne diyor: İdam olmaz. Ey Batı, bu milletin kaderi sizin elinizde değil. Bu milletin kaderi bizim elimizdedir. Kimsin sen ya, kimsin sen.
"53 yıldır Türkiye'yi kapıda bekletenler nasıl olur da bunu söyleyebilir."
"Bu millet kendi kararını kendi verir. Kendi göbeğini kendi keser. Siz önce verdiğiniz sözleri tutun. Siz önce AB Parlamentosu'nda, AB Kongresi'nde oralarda önce terör örgütlerinin temsilcilerini temizleyin. PKK'yı terör örgütü olarak ilan etmek meseleyi bitirmez. Önce onların temsilcilerini temizleyin de sizi öyle görelim."
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB’ye rest çekerek, “Vize için terörle mücadele yasasını değiştireceksiniz diyorsunuz, terör saldırısı altındayken kusura bakmayın biz bir şey değiştirmeyiz. Siz yolunuza biz yolumuza…”
-Türkiye’nin “Benim için varsa yoksa Avrupa Birliği” görüşünde olmaması gerektiğini belirten Erdoğan, “Türkiye, ‘Şangay 5’lisi içerisinde niye olmasın?” dedi.
- Irkçı partiler Avrupa'da merkeze oturmuşken hezeyanın göstergesidir. Dönerci cinayetleri denilerek üstü kapatılan cinayetlerin hesabını vermeyenler bize dil uzatamaz. Madem Avrupa'da birileri kim gelirse kucak açmaya hazırız diyorlar, gelin hayırlı bir iş yapın.
-İşte AB, hani girelim dediğimiz AB var ya, AB Adalet Divanı başörtüsünü yasaklıyor. Bıktık ya bıktık. Hani din özgürlüğü vardı, hani inanç özgürlüğü vardı? Sıkıysa kipayı da yasaklasana ' dedi.
“AVRUPA ÜLKELERİ AKILLARINI BAŞINA ALSIN”
Ey Avrupa Birliği bize akıl verme, kendine sakla”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözde Ermeni soykırımı iddialarına destek veren ülkeleri eleştirerek, Çanakkale’de yapılan anma programlarına 20 tane devlet başkanının katıldığını toplantıda söyledi.
- Erdoğan’ın “Ey Almanya, bak yine söylüyorum: Önce Holokost’un hesabını vereceksin. Namibya’da 100.000’i aşkın Namibyalıyı nasıl yok ettiniz, nasıl öldürdünüz onun da hesabını vereceksin. Siz, Türkiye’ye veya Türklere parlamentosunda kalkıp da sözde Ermeni soykırımı oylaması yapacak, varsa belki de en son ülkesiniz”
“Ey Avrupa, hani idam yasaktı?”Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batı'yı eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye verilen idam cezasına sessiz kalkmakla suçladı.
"Ey Avrupa Birliği, siz bizi halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman olduğu için kabul etmiyorsunuz”
“Ey Avrupa Parlamentosu haddinizi bilin, haddinizi!”
“Ey Avrupa senin şefkat kucağın yok mu?”Avrupa’nın Suriye politikalarını eleştirdi.
-Bugün Avrupa'nın hiçbir inandırıcılığı kalmamıştır. Irkçılığın arttığı, Neonazi partilerinin hükümet ortağı olduğu bir Avrupa felakete sürükleniyor demektir.
- Bir taraftan NATO’da beraber olacağız, öbür tarafta terör örgütleriyle beraber hareket edeceğiz, bu nasıl iştir? O zaman bu NATO’nun yeniden gözden geçirilmesi lazım. NATO’daki iş birliğine, NATO’daki kurallara, atılan bu adımların hepsi aykırıdır.”
- Ancak zulme de rıza gösteremeyiz. Benim karakterim ve inancım bu. İlkelerimize riayet etmeyeceksek, batsın bu siyaset! Zulme rıza gösterilemez. Doğruları söylemekten çekinmemek lazım.
- Hiçbir ülke pazusuna güvenerek uluslararası hukuku yok sayamaz. İsrail şu an işgal devletidir" diye konuştu.
Erdoğan: Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir. Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi'nin İstanbul Deklarasyonu’nda alınan, "Doğu Kudüs'ü Filistin Devleti'nin başkenti olarak ilan ediyor ve bütün devletleri Filistin Devleti'ni ve Doğu Kudüs'ün onun işgal altındaki başkenti olduğunu tanımaya davet ediyoruz.
-"Maalesef dünya Myanmar'a, diyebilirim ki kör ve sağır. Duymuyor ve görmüyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu son Bangladeş olayı ise çok daha acınası bir olay" ifadesini kullandı.
-Arakan'da zulüm gören mazlumları yalnız bırakamayız. Çünkü biz dünyada gördüğümüz kötülükleri düzeltmekle gücümüz yetmezse dilimizle düzeltmekle mükellefiz. Bugün eğer dünyanın neresine gidersek gidelim Rabbim bizleri başımızı öne eğdirecek hatalardan muhafaza etsin.
- France 24 kanalı bana bu üs meselesini sordu. ‘Jest olsun diye çekilir misiniz’ diye sordu. Ben anlaşmamıza sadık olduğumuzu belirttim. Niye çekilelim? 13 maddeyi verenler istedi diye çekilmeyiz. Bu Katar ile Türkiye arasında bir konu. Dolayısıyla böyle bir şeyi ancak Katar isterse, ancak Katar’a jest olsun diye yaparız.
- Şu anda Kuzey Irak'ı ondan (İsrail) başka tanıyan yok. Biz ise şu anda Kuzey Irak ile çok farklı bir konumdayız. Netanyahu ile farklı bir konumda. Söyleyin bundan vazgeçsin. Bu konudaki tavrımıza rağmen yapılan ve cari hukuka da uygun olmayan referandumun, sonucuna bakmaksızın yok hükmünde kabul ediyoruz, gayrimeşrudur diyoruz.
- Suriye'de de birden fazla terör devleti kurulmasına izin vermeyeceğiz. Onlar için kuru bir rüya. Dedim ya, bir gece ansızın gelebiliriz.
-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın korumaları PKK'lıları tekme tokat dövdü.Türkiye'nin Washington Büyük elçiliği Rezidansı önünde toplanan terör örgütü PYD/PKK taraftarları, ellerinde YPG paçavraları ve Öcalan posterleri ile izinsiz gösteri yaptı. PYD/PKK yanlılarına Cumhurbaşkanlığı korumaları müdahale ederek ve bu göstericileri döverek uzaklaştırdı.
-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD'de görülen Hakan Atilla davasıyla ilgili söylediği "ABD ile aramızdaki uluslararası ve ikili anlaşmalar hükmünü yitiriyor" sözleri, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gerilebileceği yorumlarına yol açtı.
Cumhurbaşkanımızın gerek ülkemizle ilgili,gerekse Türk ve Müslüman kardeşlerimiz ve dünyadaki mazlumlarla ilgili tavrı ve söyledikleri.
Şimdi soruyorum bu dik duruşu ve tavrı son 72 yıldır hangi liderimiz sergileye bildi.
Boşuna dünya lideri denilmiyor.
Yaşadığımız süreç dikkate alındığında insanların saflarını belirlediği, irtifakların konuşulduğu bu dönemde bende safımı ve oyumu açıklıyorum.
Uzun yıllardır yerel bazda siyasetle uğraşıyorum.
Belki bu yazıyı siyasi istikbal beklentisiyle yazdığımızı düşünebilirsiniz?
Bu beklenti içerisinde olup doğrularım bir tarafa bırakarak siyaset yapmaya çalışsaydım.
Şu ana kadar bir çok partiyi gezmiş olurdum.
Veya çok daha farklı davranmam gerekirdi.
Doğruları ve yanlışları her ortamda söyledim ve söylemeye de devam edeceğim.
Nasipten ötesi olmaz…
Şu anda bu dik duruşun ve politikaların devamı sadece bizim değil,Ülkemize umut bağlayan mazlumlar içinde çok önemli...
2019 Seçimlerinde oyum Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a…
AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ.
