Aziz Dinç

Sizin Gündeminiz de Ne Var?

Aziz Dinç

Gazetecilik mesleği, çağımızın en zor mesleklerden bir tanesi.

Ekonomik ve diğer nedenlerden kaynaklanan bir çok sorunu vardır.

Ülkemizdeki gazetecilerin karşılaştığı zorluklardan birisi de gündemi yakalayabilmektir.

Dünya daki hiçbir ülkede bizim gibi gündem günlük ve saatlik değişmez.

Gündemi yakalayıp değerlendirmek büyük gayret ve çaba gerektiriyor.

Her hafta hangi konuda yazı yazma konusunu düşünürken, birini gündeme alıp yazdığımda gündemdeki diğer konuları ister istemez kaçırıyoruz. Aslında çok önemli olduğuna inandığın bir konu bakıyorsun ki bir haftada önemini kaybetmiş görünse de verdiği Zaraları anlatma imkanım olmuyor.

Bu hafta bir konuyu yazmak yerine son günlerde gündemi meşgul eden konulara değinip bunlardan hangisinin sizin için daha önemli olduğunu sizlere bırakmak niyetindeyim.

Son bir yıldır Dünyanın ve bizlerin en önemli gündemi Coranavirüs .Bir yıldır yapılan çalışmalara rağmen vaka sayısının tavan yaptığı, vaka sayısının günlük 44.000 olması ciddi endişeler yaratı. Bu sıkıntılarımızın sebebi şu ana kadar yapılan aşın çalışmalarını yetersiz olması mı, yoksa tedbirlerin herkes tarafında aynı özen ve dikkatle uygulanmaması mı, varın kararını siz verin.

Diğer bir gündem konumuz ise, Danıştay İdare Dava Daireler Kurulunun ANDIMIZ hakkında vermiş olduğu karar. Türküm, doğruyum, çalışkanım.... diye başlayıp hepimizin öğrenciliğinde okuduğu aynı zamanda 80 yıl ilk okular da okunan andımızdan neden rahatsız olunup kaldırıldığıdır. Ben bir vatandaş olarak verilen bu karardan rahatsız olduğumu dile getirmeliyim.

Tabi bu konuların yanında hepimizi ilgilendiren en ufak bir hareketliliği bizi daha da fakirleştiren döviz ve altındaki artış. Bir günde bir kısım kişileri aşırı şekilde zenginleşirken, toplumun büyük kesimini mağdur eden bu hareketliliğin nedenleri ve niçin leridir.

Yıllar önce başlatılan nedenini ve niçin yapıldığını anlayamadığımız TC.ve TÜRK kelimesinin bakanlık kararıyla kaldırılmasıdır. Kültür bakanlığı almış olduğu bir karar kapsamında bazı koroların isminde yer alan “Türk” ibaresi çıkarıldı. Bu konu gündemin yoğunluğunda fazla tartışılmadan onaylanıp ve uygulanmaya başlandı.

Hiç bir zaman gündemden düşmeyen siyaset. Siyaset ve siyasi tartışmalar Ülkemizde yıllardır her zaman gündem ilk sıralarında kendine yer bulmakta ve bulmaya da devam etmekte. Son günlerde tartışılan konulardan biride erken seçim tartışmalarıdır. Farklı tavır ve söylemler olsa da erken seçim olacak gibi gözüküyor.

Siyaset demiş iken bu hafta ön plana çıkan diğer bir gündem ise bir parti çalışanının kamuoyuna yansıyan tavır ve davranışları ile sahip olduğu malvarlığı idi. Bir parti çalışanının kısa süre içerisinde edindiği mal varlığı onlarca soruyu da gündeme getirdi.

Tabi diğer bir konu ise HDP kapatılma davası ile Anayasa Mahkemesinin İddianameyi iade kararı. Kamu oyunda gündemden düşmeyecek ve uzun süre gündemi meşgul edecek bir konu.

Bana göre en önemli olan ve her zaman gündemde olup tartışılması gereken TV.lar da yayınlanan program ve dizilerin faydalımı? Zararlımı olduğu konusudur. Özelikle toplumsal yapımızı ve aile değerlerimizi yok etmeyi hedefleyen bu diziler ve TV. Programları konusunda ne yazı ki şu ana kadar hiçbir şey yapılmadı ve yapılmayacak gibi de görünüyor. Temelde aileyi hedef alan aynı zamanda paraya ulaşmak için her yolu meşrulaştıranı bu diziler gerek toplumsal değerleri gerekse insan onurunu derinden yaraladığı açık seçik ortada.

Tabi son yıllarda kendilerini her kişi ve kurumun üzerinde gören kişilerin hazırladığı programlar. Bu program içeriklerine bakıldığında küresel güçler tarafından yirmi yıl önce hazırlanıp ve servis edilen bu programları her ülkede bir iki televizyon yayınlarken bizde onlarca kanal bu işi bir görev algılayıp yayınlıyor olması.Evlilik,yarışma v.b programların hiçbir faydası olmadığı gibi zararları kalıcı olduğu gibi değerlerimizi hedef aldığı da sabit.

Tabi son günlerin en fazla konuşulan gündemi ise ELTİLER-YUFKACI üçgeninde yaşanan aşk rezaleti ile ondan sonra ortaya çıkan rezillikler. Burada üzerinde durulması gereken nokta bir kadının dostuyla kaçıp bir süre yaşaması, hiç bir şey olmamış gibi eşine dönüp aile yaşantısını devam ettirmesidir. Tehlikeli olan bu hareketleri normalleştirilip halka sunulmasıdır. Sevgilisinde ayrılıp üç ay sonra eşine dönen bir kadın, eşinin ağlayarak ve yalvararak kabul etmesi ve bu durumun orada bulunan onlarca kişi tarafından coşku ile alkışlanıp kabul edilmesi.

Bu bahsettiğimiz olayların temelinde olan Toplumsal cinsiyeti ve cinsel yönelimleri meşrulaştıran İstanbul Sözleşmesinin feshi de ciddi anlamda gündem yaratı. Bu sözleşmeden çekildik ama bu sözleşme hükümleri hala uygulanmakta.6284 sayılı yasanın bazı hükümleri kaldırılmadığı sürece bu sözleşmenin feshi edilmesinin bir anlamı yoktur.

103 emekli amiralin, son dönemde gündeme gelen tekkeli amiral ve Montrö’nün tartışmaya açılması konusunda yayınladıkları bildiri ise gündeme bomba gibi bir giriş yaptı ve birinciliği aldı. Çeşitli kesimlerde farklı tepki ve açıklamalar alan bu bildiri bayağı gündemi meşgul edecek gibi. Geçmişe baktığımız da askeri tavırlar siyasette bayağı belirleyici olmuştur. Daha önce yaşanan 27 Nisan bildirisi,15 temmuz süreci hafızlardaki tazeliğini korur iken bu bildirinin nedenleri, niçin leri konusunda bundan sonraki süreçte binlerce yorum yapılıp yazılar yazılacaktır.

Tabi ki atlanmaması gereken diğer bir konu ise futbolda yaşananlar. Bir takım insanlar kendi egolarını tatmin etmek amacıyla milyonlarca insanı futbol dan soğuttu. Saha dışında etik olmayan ve yapılan bu gayri ahlaki davranışlar insanların spora olan ilgisini ve sevgisini azaltması ileride yaşanacak zorlukların habercisi gibi.

Ülke gündemimiz o kadar yoğun ve hızlı değişiyor ki, burada gündemde olan onlarca konuyu da atlamak zorunda kaldık.

Kendi gündemimiz o kadar hareketli ki dünyada olup bitenleri yazmaya gerek dahi duymadık.

Toplumun asıl gündemi olan işsizlik, ekonomik sıkıntılar v.s burada yazmaya gerek olmadığı kanaatindeyim.

Tabi ki şehir olarak yaşadığımız bize özel gündem konularımız var. Bunları dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık, anlatmaya da devam da edeceğiz.

Yaşadığımız deprem ve sonrası ortaya çıkan telafisi mümkün olmayan sıkıntılarımız Elazığ gündeminde ki birinci sıradaki yerini on beş aydır koruyor ve uzun süre dahi koruyacağa benziyor.

Gündem ve içeriklerine baktığımız da ben bu kadar hareketliliğin nedenini önümüz deki bir yıl içerisinde yapılacak erken seçimin habercisi olarak yorumluyorum.

Sizin gündeminizde neler var, ne sonuç çıkarıyorsunuz?

Ona da siz karar verin.

Saygılarımla....

Yazarın Diğer Yazıları