İnanmak fıtri bir ihtiyaçtır. Kimi gerçek olan Allah'ı bilir, tanır ve gönülden bağlanarak teslim olur. Kimi Yaratıcıyı bilmez, bilse dahi kabul etmek istemez, Yaratılmış olan ve kendilerince değerli gördükleri, tanrılar edinir.
Kimi de doğanın bir gücü olduğunu düşünür ve ona inanır.
Her ne şekilde inanılıyorsa da korunma, sahiplenilme, güvende hissedebilme gibi temel fıtri ihtiyaçlardan kaynaklanır.
Peki gerçek Yaratıcıya olan iman, bağlılık onu tefekkür etme, onu yüceltme, ona her daim yönelme kişiye ne kazandırır.
Kişi özellikle inanma ihtiyacını en mükemmel şekilde, yerine getirmenin huzurunu yaşar, yaşamında karşılaştıkları zorlukları anlatacağı, yardım alacağı, sınırsız gücün vermiş olduğu rahatlığı yaşar, kalbi mutmain olarak yarına umutla bakar.
Yaratıcıya olan iman kişi de tarifi imkânsız bir mutluluk, güven duygusu yaşatır. Kişi bilir ki her zorlukta kendisine, sıkılmadan usanmadan istenmesinden rahatsız olmayan noksansız bir Rabbi var. Bu düşünce kişide ruhun rahatlığını sağlar.
Peki iman etmek, sadece Rabbim sen varsın demek mi?
Hayır!
İman Rabbinin imtihan için verdiği her zorluğu sabırla karşılamak, kesinlikle isyan etmemektir. Sağlam bir iman bunu gerektirir.
İman sabrı, yaratıcıya sığınma ve en önemlisi teslimiyeti gerektirir.
Nedir Teslimiyet?
Teslimiyet; Kişinin Yaratıcıyı bilip, sınırsız gücünü tanıması, emir ve yasaklarını kabul edip dil ile ikrar, kalp ile tasdik etmesidir.
Kul Yaratıcısının büyüklük ve yüceliğini kabullendikçe, Yaratıcısına teslim oldukça özgürlük duygusunun, ihtişamı ortaya çıkar.
Rabbinin varlığını, birliğini, hüküm etmesini kabul eden kul özgürlüğü doruklarda yaşar.
Özgür olmayı seven her insan, inançtaki özgürlük boyutunun keyfine doyamaz.
Kul Allah'ın önünde eğildikçe ruhu ferahlar hafifler.
Teslimiyetin en güzel örneğini Allah'ın sevgili kulları olan peygamberlerde görüyoruz.
Hz İbrahim’in, çocuğunu kurban etmesi için boğazına bıçağı dayamasında
Hz Eyyub'un mal, çocuk, can kayıplarında olan imtihanlarındaki sabrında
Hz Yunus'un, balığın midesinde iken dile getirdiği duasında
Hz Musa'nın, Kızıldenize varıp, düşman orduların yaklaşmasındaki korkusuz tevekkülünde
Ve
Değerli peygamberimizin, başına gelen her imtihanındaki sabrında, tevekkülünde,rızasında
Şimdi soralım kendimize
Teslimiyet bizim hayatımızın ne kadarında?