Alpay İrlanda Raporunu Sundu

AK Parti Elazığ Milletvekili Şuay Alpay İrlanda gezinin ardından hazırladıkları raporu Ak Parti yönetimine sundu

Alpay ve Ak Parti heyeti gerçekleştirdikleri ziyaretin ardından hazırladıkları raporu Türkiye Gazetesine anlattı.

“Çarpıcı IRA raporu: Onlar bile başardıysa biz çözeriz. İrlanda'daki durumu yerinde görüp 'Barış devam ediyor ama toplumda ayrışma çok derin' diyen heyet, Türkiye için ise umutlu konuştu.

İngiltere'nin İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) ile yürüttüğü barış görüşmeleri Türkiye'deki çözüm sürecine de katkı sağlayacak. Bu amaçla AK Parti'den bir milletvekili heyeti, barış görüşmelerini yürütenlerle görüştü ve bu konuda hazırladıkları raporu AK Parti yönetimine sundu. Heyette bulunan AK Parti Elazığ milletvekili Şuay Alpay, raporda yer alan tespitleri gazetemize şöyle anlattı: “Yaklaşık olarak 1970'den 1998'e kadar kadar şiddet devam etti, 3 bin 600'den fazla insan hayatını kaybetti. Britanya hükümeti, IRA ile gizli kanallardan gizli servisler aracılığı ile müzakereleri başlattı. İrlanda hükümeti de aynı metodu uyguladı. Gizli görüşmeler, tarafların birbirlerini tartmaları, farklı ajandaları olup olmadığını anlamaları, müzakere gücü ve eğilimlerini bilmeleri yönünden bu tür meselelerin çözümünde etkili oluyor. Barış müzakereleri belli bir aşamadan sonra doğru bir yönde ve haklı olarak hükümet temsilcileri ve siyasi irade sahiplerinin katılımıyla sürdürüldü. 1998 Anlaşması ile toplumun büyük kısmı karşı çıkmasına rağmen silahlı eylemlere katıldığı için ceza alan tutuklu ve hükümlüler serbest bırakıldı. Bunlardan bir kısmı milletvekili, parti yöneticisi oldu. 

IRA, 2005'te silahı bıraktı, siyasi çözümü tercih etti. Barış çok zor ve zahmetli bir süreç. Şu an İrlanda'da işliyor. Ancak İngiltere yanlısı Protestan Birlikçiler ile İrlanda yanlısı Katolik Cumhuriyetçi milliyetçiler arasındaki ayrışma çok derin ve köklü. Nefret dili çok belirgin, öfke çok yoğun. Birbirlerinin bulundukları yerde bulunmuyor, alışveriş yaptıkları yerden alışveriş yapmıyor, çocuklarını aynı okullara göndermiyorlar. Çok düşük oranda birbirlerinden kız alıp veriyorlar. Öyle ki Belfast merkezdeki bir semtte Katolikler ile Protestanları birbirinden ayıran 4 km uzunluğunda, 8 metre yüksekliğinde çelikten bir duvar var. Ben Türkiye'de umutluyum. Türklerle Kürtler arasında oradaki gibi bir ayrışma ve nefret söz konusu değil. Bölünmüş toplum algısı yok. Tam tersine her iki toplum kesimi aynı inanç ve değerler manzumesinin paydaşları...”