Aktif Sağlık-Sen'den Yasaya Tepki

Aktif Sağlık-Sen İl Başkanı Ümit Karataş bir açıklama yaparak sağlık çalışanlarının sorunlarına dikkat çekti ve torba yasaya tepki gösterdi.

Aktif Sağlık-Sen İl Başkanı Ümit Karataş yazılı bir basın açıklaması yaparak sağlık çalışanlarının sorunlarına dikkat çekti ve hazırlanmakta olan torba yasaya tepki gösterdi.

Başkan Karataş açıklamasında; “Kamuoyunda Tam Gün Yasası” olarak bilinen kısaca “Sağlık Torba Tasarısı hâlâ Meclis'te. Genel Kurul'da 9 Aralık Pazartesi günü 20 maddesi daha kabul edildi ve diğer maddelerin de 24 Aralık 2013 tarihinde oylanıp kabul edileceği bilgisi verildi. Sağlık alanı sürekli değiştirilen düzenlemeler ve getirilen torba yasalarla alt üst ediliyor. Her değişiklik sağlık mesleklerinin özüne zarar veriyor, Sağlık çalışanlarının hak ettiği ücreti almasını ve nitelikli sağlık hizmeti vermesini olanaksız hale getiriyor. Mecliste çıkan torba yasa; sağlık çalışanlarını kuralsız ve tanımsız çalıştırma çabalarını derinleştirmektedir.

Sağlık çalışanları yine denge ücretine mahkûm edilerek döner sermayeden mahrum bırakılmış; hastane idarecilerinin insafına terkedilmiş, döner sermaye emekliliğe yansıtılmamış ve yıpranma payı verilmemiştir.

Çok zor şartlar altında acil ameliyatlarda gece sabahlara kadar can kurtarma adına ter döken ve saatlerce stresli çalışan, anestezi gazlarına maruz; anestezi teknikerleri ve cerrahi hemşirelerin nöbet ücretleri diğer bölümlere verilen % 50 nöbet ücreti artırımından mahrum edilmiştir.

Bu da yetmiyormuş gibi bir de son günlerde idarelerin eleman eksikliğini neden göstererek keyfi mesai saati düzenlemesi yapmaları ve döner sermaye katkı payından yöneticilerin payının düşmediği ama sağlık çalışanlarının payının düştüğü ve denge ücretine mahkum edildiği bir komedi ile sağlık çalışanının hakkının gözlerinin içine baka baka yenildiği bir durumla karşı karşıyayız.

Diğer meslek gruplarına verilen maaş ödülünün çok riskli bir ameliyattan başarıyla çıkan ameliyat ekibine ve yoğun bakımda aylarca yakınlarının bile bakamayacağı hastaları hayata döndüren yoğun bakım ekibine de verilmesini istiyoruz.

Yıllardır sağlık çalışanlarını ve sendikalarını dikkate almadan yapılan “tam gün” düzenlemeleri fiyaskoyla sonuçlanmıştır.

Ruhsatsız sağlık hizmeti sunma adı altında bir suç tanımlanıp mesleğini hiçbir çıkar gözetmeden uygulamaya çalışan hekimler ve sağlık çalışanları, 3 yıla kadar hapse atılmakla tehdit edilmektedir.

Onun için bu ceza; hiçbir hastane yöneticisine bağlı olmadan, mesleğini özgürce, yalnızca halkın yararını merkeze alarak icra etmek isteyen halkın ilk yardım ihtiyacını sağlayan sağlık çalışanlarınadır.

Böyle bir ceza sağlığın evrensel ilkelerine aykırıdır, bu nedenledir ki sendikamızın, insan hakları ve Birleşmiş Milletler Sağlık Örgütünün de tepkisini çekmiştir.

Türkiye de şiddeti önlemeye katkısı olacak, caydırıcılığı olan bir yasa çıkarılması acilen gerekmektedir.

Gelin görün ki bu torba yasa içerisinde mevcut duruma katkı sunmayan, sağlıkta şiddeti sağlık ortamının sorunu değil de sağlık personelinin bireysel sorunu gibi gören bir düzenleme teklif edilerek adeta sağlık çalışanlarıyla dalga geçilmiştir.

Bu ülkenin dört bir yanında dayak yiyen sağlık çalışanları sizden şiddeti önleyecek gerçek bir düzenleme beklemektedirler.

Yöneticiler acil servislerde bir yandan alan dışındaki uzman hekimlerle durumu idare etmeye çalışırken şimdi de aile hekimlerini acil ve başka birimlerde nöbet tutmaya zorlamaktadır.

Daha önce Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği ikamet mecburiyeti düzenlemesi başka adla yeniden getirilmekte ve Sağlık çalışanlarına dayatılarak çalıştığı yerin sınırlarına çıkmama cezası verilmektedir.

Tıp fakültesini yurt dışında okuyan ve yurt dışında çalışmış olan hekimlere mecburi hizmet muafiyeti getirilmekte ve tıp fakültesini Türkiye'de kazanarak okuyanlar, bir yere ayrılmayıp bu ülkenin insanlarına hizmet edenler cezalandırılmaktadır.

Hemşirelik Kanunu'nun Uzman Hemşirelikle ilgili hükmü, Sağlık Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı tarafından işletilmemektedir.

Uzman Hemşireler yönetmelik gereği atanması gereken pozisyonlara atanmamakta, alt yapısı uygun olmayan, ancak, eş-dosttan yana gücü yetenler istedikleri iş ve konumu elde edebilmektedirler. Hemşirelik Kanununun bu konuda ki hükmünü her iki bakanlık ta görmeli ve gereğini yapmalıdır.

Torba Yasa da tıp asistanlarının sorunlarına, kurum hekimlerinin ve sağlık çalışanlarının ücret adaletsizliğine, performans sisteminin yarattığı tahribata, sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunlara, taşeronlaşmaya kadar sağlık alanında derinleşmiş yaralara merhem olacak bir düzenleme bulunmamaktadır.

Günün 24 saati görev başında kutsal bir mesleği icra eden sağlık çalışanının ötekileştirilmesi ne zaman sona erecek ne zaman hak ettiği değer verilecek.

Sonuç olarak; defalarca dile getirmemize rağmen döner sermayelerin emekliliğe yansıtılması, sağlık çalışanlarına yıpranmaya payı verilmesi, nöbet ücretlerinin arttırılmasının tüm çalışanları kapsaması, hizmetlilere memurluk kadrosu verilmesi, hastanelerde çalışan taşeron isçilere kadro verilmesi gibi sağlık çalışanları açısından oldukça önemli olan düzenlemeler eklenmemiştir.

Mağduriyeti sonlandırma adına hak kayıplarının telafisini sağlayan bir tane düzenleme hayat bulmamıştır.

Sağlık çalışanlarının taleplerini yerine getirmek için söz konusu yasa tasarısı bir fırsat iken, ne yazık ki sorunlar çözülmemiş ve çalışanların beklentileri görmezden gelinmiştir.

Bu tutumun TBMM de diğer çıkacak olan maddelerin görüşmelerinde ve kabulünde tekrarlanmamasını diliyor ve taleplerin karşılık bulması için AKTIF SAGLIK-SEN olarak TBMM'de girişimlerde bulunmaya devam edeceğimizi belirtiyoruz” dedi.

ÇOK OKUNANLAR
BUNLARA DA BAKIN
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR