'Ermeni Meselesi Taziye ve Özür Meselesi Değildir'
Elazığ Türk Ocağı Bşk. Habip Yaşar bir açıklama yaparak gündemde bulunan Ermeni Meselesi hakkında değerlendirmede bulundu.
Elazığ Türk Ocağı Bşk. Habip Yaşar bir açıklama yaparak gündemde bulunan Ermeni Meselesi hakkında değerlendirmede bulundu.
Yaşar açıklamasında, “Unutma ki, bizden aslında Türk olduğumuz için, Müslüman olduğumuz için, Hristiyanlığın ilk yayıldığı bu toprakları vatanlaştırıp Müslüman Türk yurdu yaptığımız için, İslam'ı kimseyi zorlamadan Avrupa'nın göbeğine kadar yaydığımız için, Viyana kapılarını zorladığımız için, Roma'yı fethe kalktığımız için özür dilememiz, diz çökmemiz isteniyor.
Siyaset ve diplomasi çerçevesinde sarf edilecek sözler, yapılacak işler, asla bu milletin geleceğini ipotek altına alacak ima ve manalar taşımamalıdır. Hükûmet başta olmak üzere devletimizi temsil eden organlar, Türk milletinin şerefine halel getirecek, ecdadımızın ve şehitlerimizin ruhlarını incitecek bir adım atmamalı; Türk milleti ve devletini suçluluk psikolojisine sokacak açıklamalar yapmamalıdır.
Bizim medeniyetimiz, bir hoşgörü ve adalet medeniyeti idi. Diğer unsurlar gibi Ermeniler de bu çatı altında huzur içinde yaşadılar. Ama asla bizim irademizle meydana gelmediği, Ermenileri kışkırtan emperyalist odakların yönlendirmesi ve onlarla işbirliği yapan çetelerin sebebiyet vermesiyle ortaya çıktığı sabit olan hadiseler yüzünden kimse Türk milletini suçlayamaz, özür, tazminat vb. taleplerde bulunamaz. Milletimizin tarihinde soykırım gibi utanç verici bir hadise yoktur, kimse milletimize böyle bir suçlama ile hakaret edemez.
Tam aksine, Türkleri Avrupa'dan ve Anadolu'dan atma hedefiyle hareket edenler 19. Yüzyıl başlarından 1920'lere kadar Balkanlarda, Kafkaslarda, Kırım'da, Anadolu'da 5 milyon civarında Müslüman Türk'ün katledilmesinden sorumludurlar. Ermeniler de, tıpkı Balkanlardaki örneklerde olduğu gibi, nüfusça azınlık oldukları topraklarda çetecilik faaliyetleri ile etnik temizlik yaparak, devletin kendilerini bastırması halinde de Büyük Güçleri yardıma çağırarak Türk topraklarında bağımsız bir Ermenistan kurma hayaline kapıldılar. Tehcir Türk milletinin nefsi müdafaa tedbiri olarak başvurulmuş bir çaredir.
Şunu da önemle belirtiyoruz ki, Türk devletini yönetenler, “Tabuları yıkıyoruz!” sloganının cazibesine kapılmadan aklıselim çizgisinde hareket etmelidirler. Ermeni meselesi, basit bir taziye ve özür meselesi değildir, bir Türk-Ermeni çatışması da değildir. Bu mesele dün, Türk milletinin bu topraklarda bin yıldır kesintisiz ve ortaksız süregelen egemenliğine yönelik bir tehdidin aracı olarak gündeme getirilmiştir. Geçen yıl yayınlanan taziye mesajının hiçbir şeye yaramadığı, tam tersine Türkiye'yi bugün sözde soykırımı tanıması, yarın da tazminat ve toprak taleplerini kabul etmesi için sıkıştırmanın bir adımı olarak değerlendirildiği açıkça ortaya çıkmıştır.
Türk Ocakları Genel Merkezimiz ve biz şubeleri olarak 1915 olaylarının 100. Yılında, Ermeni meselesi, Ermeni çetelerin Doğu Anadolu başta olmak üzere ülkenin çeşitli yerlerinde, yabancı devletlerin yardım ve teşvikleriyle işledikleri mezalim, Ermeni diyasporasının tarihi gerçekleri çarpıtarak, sahte olduğu kesin olarak ispatlanan belgelerle yürüttüğü algı operasyonu sonucunda ortaya atılan “Ermeni soykırımı yalanı” konularında yurt sathında toplantılar yapmaktayız. Adana'daki sempozyum ve Mersin'deki panelimizin ardından Kars ve Erzurum'da paneller yapıyoruz. Diğer şubelerimiz de bu ay için de konferans, panel gibi faaliyetlerle yüz yılın yalanını teşhir etmeye çalışmaktadır” dedi.