Kodat : Dış Politika Hatalarla Dolu!

Saadet Partisi Elazığ Merkez İlçe yönetim kurulu üyeleri ve mahalle temsilcileri terör gündemi ile bir araya geldi.

Saadet Partisi Elazığ Merkez İlçe yönetim kurulu üyeleri ve mahalle temsilcileri terör gündemi ile bir araya geldi.

İl Başkanı İbrahim Hacıbekiroğlu, Merkez İlçe Başkanı Mustafa Kodat, yönetim kurulu üyeleri, mahalle temsilcileri ve partililerin yoğun katılımı ile gerçekleştirilen Ağustos ayı divan toplantısında konu son zamanlarda meydana gelen terör olayları oldu.

Toplantının basına açık bölümünde bir konuşma yapan Saadet Partisi Elazığ Merkez İlçe Başkanı Mustafa Kodat, son günlerde terör olayları nedeni ile şehid edilen polis ve askerlere Allahtan rahmet, yakınlarına ve aziz türk halkına başsağlığı dilediğini belirtti.

Planlanan senaryolar gerek senaristler, gerekse figüranları eliyle uygulanmaya devam ettiğini dile getiren Kodat, “Günlerdir ülkemizin dört bir yanından gelen şehit haberleri içimizi acıtıyor. Terör örgütleri ülkenin dirliğini bozmak için insanlıktan çıkıyor.

Her sahipsiz poşeti bomba zannetmeye başladık. Şimdi kurşunun nereden geleceği belli değil. Halk ise bunca hengamenin içerisinde, bunca hakikatsiz tartışmaların arasında ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Amerika ve Batı ülkeleri, bölgemize yerleştikçe ölümler de çoğalıyor, kaos da büyüyor, tehdit de çeşitlenerek artıyor.

Onlar bölgeye sözde “özgürlük”, “eşitlik” ve “haklar” getirdikçe Müslümanlar parçalanıyor” şeklinde konuştu.

Çözüm sürecinin çözüm getirmeyeceğini söylemiştik

Biz Milli Görüşçüler olarak yıllarca, Büyük Orta Doğu projesine dikkat çektik.” Diyen Mustafa Kodat,
“Son Yıllardada tek taraflı uygulanan Sözde çözüm sürecinin, bu haliyle çözüm getirmeyeceğini, her basın toplantımızda halkımıza duyurmaya çalıştık.
Çözüm sürecinin içeriğini kimsenin bilmediğini ifade ettik. Çözüm için kimlere ne taahüdünde bulunuldu. Bunuda Bilen yok. Doğuda ve Güney doğuda haftalarca yollar kapatıldı orada devlet yoktu.
Bayrak indirildi, vergi toplandı düzenli ordu kuruldu ancak orada devlet yine yoktu.
Önceleri terör örgütü ile görüşüldü iddialarına, hükümet tarafından ağır küfürler edildi.
Ancak daha sonraları en üst seviyelerde görüşmeler yapıldı.
Pkk nın silah bırakıp sınırların dışına çıkacağı anlaşmaları yapıldı, ancak hükümet yetkilileri tarafından, bir tek silahın bırakılmadığı ve sınır dışına çıkılmadığı itiraf edildi.
Bütün bunlara karşın bu süreçte pkk gerek personel ve gerekse silah bakımından daha da güçlendiğini defaaten ifade ettik.
Devletin, son 3-4 yıl içinde Güneydoğu'dan çekildiğini ve oradaki yol kesmeleri sansüre tabi tuttuğunu ve böylece yöre halkının kendisine sempati duyacağına, 7 Haziran seçimleri sonrasında Güneydoğu'daki boşluğun kimler tarafından doldurulduğunu gördük.
Biz defalarca, ‘Güneydoğu'da çözüm süreci ile yeni bir devlet kurulmasına zemin mi hazırlanıyor?' diye sorduk. Asker var idiyse de ruhen çekilmişti. Şimdi görüldü ki tabiat boşluk kabul etmiyor.
Devlet elden gitmek üzeredir. Kukla ile uğraşmak, meseleyi halletmez. Kuklacıyı halletmek gerekir. Meselenin Irkçı Emperyalizmin planları olduğunu artık görmek lazım.
Şehit Annaları eşleri, karşı taraf vuruyor şehit ediyor, ama bizimkilerin elli kolu bağlı bunada çözüm diyoruz diye feryat ettiler.
Biz her defasında devlet zalim olmamalıdır,ancak devlet, devlet olarak otoriter olmalıdır dedik.
İşte buyurun, dünden daha kötü bir noktadayız ve ülkenin tamamı tedirgin. Her an her yerde bir bomba patlayacak endişesiyle, ülkenin tamamı panik atak yaşar hale geldi.” Dedi.

Terörün Çözümü; İslam Kardeşliğidir!

Kodat, Kürt sorununun mevcut politikalarla deği, ancak kardeşlik hukukuna dayalı bir ümmet bilinci ile çözüleceğini ifade ederek şu ifadeleri kullandı;
“Hiçbir çözüm, İslam faktörünü göz önüne almadan başarıya ulaşamaz.
Çözüm önerileri bölgenin tarihi ve sosyal gerçeklerine uygun olmalıdır.
Kürt ve Türk kardeşliği ayrılmaz bir bütündür.
Bir Türk'ün Diyarbakır'a, bir Kürt'ün ise Ankara'ya pasaportla gitmek zorunda kalması bu kardeşliğe yapılacak en büyük ihanettir.
Batılı ülkelerin, kendi içlerinde bütünleşmeyi savunurken, İslam Coğrafyası'nda etnik ve mezhebi ayrılıkları teşvik etmesi sömürü niyetinin bir sonucudur.
”Çözüm süreci başladığı andan itibaren bu sürecin, Türkiye'yi “daha büyük çatışmalara sürükleyeceğini” ve “bölünme tehlikesiyle karşı karşıya bırakacağını hep ifade ettik.

Gerilimin diğer yanında yer alan HDP'ye de seslenmek istiyoruz.
Terörizm, korkunç bir kavramdır. Eğer bu ülkeyi yönetmek istiyorsanız, bu ülkenin birlik, bütünlük ve manevi değerlerine destek vermelisiniz.
Hele hele terörizm, ne size, ne temsil ettiklerinize bir fayda sağlamaz. Kamplaşma değil, mahalle kavgası değil, bu ülkenin geleceğinin önemsenmesi gerekir.
Bizler hepimiz, Malazgirt'te omuz omuza veren ecdadın torunları, bugün birbirine silah sıkıp mermi atıyorsa, oturup düşünmemiz lazım.
Bu kimin işine yarıyor? Binbaşımızı, yatakta yatan polislerimizi şehid eden silahlar, kimin ürettiği silahlardır. Bu silahları onların eline kim veriyor.
Millet olarak iç hastalıklarımız, sen ben kavgasıdır. Etnik yapıdır. Etnik çatışmadır.
Her şeye rağmen Milletimiz bilsinki Karamsarlığa yer yok. Çünkü Milli Görüş var. Saadet Partisi var.

Dış Politika Hatalarla Dolu!

Konuşmasında dış politikaya da eleştiriler yönelten Saadet Partisi Merkez İlçe Başkanı Kodat, ifadelerine şu şekilde devam etti;

“Eğer geçmişten ders alıp aklımızı başımıza almazsak, Ülke olarak dahada çok başımız ağrıyacak gibi.
Türkiyenin de içinde bulunduğu Bölgedeki olayların temel nedeni, İsrail'in güvenliğinin sağlanmasıdır. Batı'nın amacı, Nil'den Fırat'a kadar olan, Arz-ı Mevud denilen alanda Büyük İsrail'in kurulmasıdır.
Büyük İsrail'in kurulması için de, Türkiye'nin bölünmesi gerekmektedir.
Şu anda da Allah korusun Türkiye, bir bölünmenin eşiğine gelmiştir.

Coğrafyamızda taşlar yerinden öyle oynatıldı ki, her yeni gelişme, İsrail'in bölgedeki “güvenliğine”, “rahatlığına” ve “Büyük İsrail hedefine” hizmet ediyor.
Irak'ın işgalinden parçalanmasına, Suriye'nin zulüm coğrafyası haline dönüşmesinden,
Irak ve Suriye'ye taşınan terör yapılarına kadar her yeni şey, İsrail'in bölgedeki “sinsi pozisyonunu” güçlendiriyor.
Aşama aşama İslam ülkelerinden ve İslam Birliği hedefinden koparılan Türkiye de, bu süreçte bilinçsizce benzer bir zemine sürükleniyor.

İncirlik üssünün kullanıma açılması, dış politikamıza ABD ve NATO'nun gölgesinin düşmesi,
Kürecik'e radar sistemlerinin kurulması, Patriotlar ve Predetörlerin topraklarımızda konuşlanmasına şimdi başka faktörler de ekleniyor.
Türkiye'nin son zamanlarda tırmandırılan terör tehdidi altında tutulması da, İsrail'in işine yarıyor.

İncirlik'in Amerikan uçuşlarına açılması yani Milli Görüş'ün kovduğu Çekiç Güç'ün geri getirilmesi, tarihi bir hatadır.
Çekiç Güç'ten medet ummak, yılana sarılmak gibidir.
Bu vahim hata Türkiye'yi çok daha büyük sıkıntılarla baş başa bırakacaktır.
Çünkü Çekiç Güç'ün geçmişi karanlık ve sabıka dosyası oldukça kabarıktır.
Daha dün ABD Dışişler bakan yardımcısı, bundan sonra incirlikten PYD ye daha fazla yardım yapacağız diyor. Peki kim bu PYD.
Yine yakın zamanda Sayın Cumhurbaşkanı, bizim için PKK ne ise PYD de odur demişti.
Buyurun bu işin içinden çıkın. Demeki pyd ye yapılan yardımlar aynı zamanda Pkk ya yapılmış oluyor. Hemde kendi ülkemizden, incirlikten.

ABD NATO ve AB'den medet beklemek ihanettir!


Çok fazla şaşırmıyoruz. Çünkü milli görüş iktidarının kovduğu çekiç güç te aynısını yapıyordu.
ABD den, NATO dan, AB den medet beklemek tek kelimeyle cehalettir, ihanettir.
Bu güne kadar Bunlardan Türkiye dahil, hiç bir islam ülkesine fayda geldimi?
Aksine hep zulüm, kan, katliam ve işgal ile anıldılar.
Geçmişte Merhum Org. Eşref Bitlis paşa, İncirlik Hava üssünden kalkan ABD Uçakları ile ilgili bir rapor hazırlamıştı. Eşref Bitlis'in raporuna göre,

“İncirlikten kalkan uçaklar, terör örgütüne lojistik destek verip, teröristlere havadan kolilerle giyecek ve yiyecek atarak yardım ve yataklık yapmışlardır.
Türk Hava Kuvvetlerini engellemek için, Mardin'deki radarın frekanslarına girerek elektronik karıştırma uygulamışlardır.
“İncirlik'ten kalkan Amerikan uçakları, kendilerine tahsis edilen hava sahasının dışında, sebebi karanlık, gizli uçuşlar yapmışlardır.
Uçaklara, izinsiz bir şekilde muhtevası bilinmeyen mühimmat yerleştirmişlerdir.
36'ncı paralelin güneyine geri dönüş yapan ve bu hattın güneyinde bulunan bir Irak uçağına ateş açmış ve bu uçağı düşürmüşlerdir.
Kriz dönemlerinde görevli Türk temsilcisine görev dosyalarını ve görev sonuç raporlarını vermemişlerdir.

Peki ne oldu, Eşref Bitlis Paşa yı Şehit ettiler. Bütün bunlar biliniyorken hala ABD ile tam itifak halindeyiz demek ve incirliğiABD savaş uçaklarına açmak cehalet ihanet değilde nedir.


Dün Irak süleymaniyede askerlerimizin, komutanlarımızın başına çuval geçiren ABD li komutan bugün genel kurmay başkanımıza madalya takıyor. Yine ders almıyoruz.
Suriye politikasının en başından beri yanlış olduğunu söyledik.
Emperyalist güçlerin kurguladığı oyuna göre pozisyon almanın ne Türkiye'ye ne de bölge ülkelerine fayda getirmeyeceğini, bunun bir yıkım olacağı uyarılarını hep yaptık.
Ama üç ay sonra Emevi Camii'nde Cuma namazı kılmaktan bahsedenler, bugün kendi sınırlarımız içinde bile insanlarımızın güvenliğini sağlayamaz hale geldi.
Emperyalistlerin kuklası olan IŞİD bahane edilerek İncirlik Üssü'nün ABD'ye verilmesi çok net gösteriyor ki Irak işgalinden hiç ders alınmamış.

Milleti oyalıyorlar!

Değerli Arkadaşlarım, Haftalardır Akp Ve Chp Koalisyon kurar gibi yapıp zaman kaybından başka bir şey yapmıyorlar.
Ekonomi dibe vurmuş, hayat pahalılığı almış başını gidiyor,bir kilo et neredeyse 50 lirayı bulacak, bunlar hala yapıyormuş gibi hareket ediyorlar.

Biz milli görüş hareketi olarak, bu ülkede rengini koruyarak uzlaşma kültürünü hayata geçirebilmiş yegane yapıyız.
Birbirine düşman olarak lanse edilen partileri bile sözkonusu memleket ve millet olduğunda bir çatı altında toplayabilen ve yaptığı koalisyonlarla destansı hizmetler yapan bir anlayışın temsilcileriyiz.
Mevcut Liderler top dolaştırmayı bırakıp bir an önce ülkenin ve milletin selameti için hükümet kurmalıdır”

Bakmadan Geçme