(Özel) Yıllarca topladığı giysileri antika eşyalarla takas etti, deposunu müzeye çevirdi
Elazığ'ın Palu ilçesinde yaşayan ve 'Eskici Yaşar' olarak bilinen 81 yaşındaki Yaşar Bahçeci'nin 30 yıl boyunca köy köy gezerek topladığı antika eşyaları sergilediği depo, müzeyi andırıyor.
Elazığ'ın Palu ilçesinde yaşayan ve 'Eskici Yaşar' olarak bilinen 81 yaşındaki Yaşar Bahçeci'nin 30 yıl boyunca köy köy gezerek topladığı antika eşyaları sergilediği depo, müzeyi andırıyor.
Palu ilçesinde yaşayan 6 çocuk babası 81 yaşındaki Yaşar Bahçeci, 30 yıl boyunca İstanbul'dan getirdiği eski kıyafetleri Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki ilçe, belde ve köyleri karış karış gezerek antika eşyalarla takas etti. Topladığı antika eşyaları müzelere ve antikacı tutkunlarına satarak geçimini sağlayan Bahçeci bir süre sonra elinde kalanları ise deposuna koydu. Halk arasında 'Eskici Yaşar' olarak bilinen Bahçeci'nin oluşturduğu sanat deposu adeta bir müzeye dönüştü. Deposunda Selçuklu'dan Osmanlı'ya birçok medeniyete ait kılıçlar, hançerler, çanaklar, küpler, tespihler, kemerler, saatler, lüksler, fotoğraf makineleri gibi binlerce antika eşya bulunan bahçesi, geçmişe ışık tutuyor.
Antika eşyaları 30 yıl gezerek topladığını belirten Yaşar Bahçeci, "Gezilmedik yer bırakmadım. Burada eski havanlar, güğümler, küpler, siniler, ayna, mangal gibi ne istersen var. Yani ne görmüşsem almışım. Kılıç ve çakmaklı tüfekler de var. Burada bronzdan Selçuklulara ait matara da var. Burası bir müze gibi. Buraya biriktirim yaptım. Senelerce de Elazığ'da müzeye götürüp sattım. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki malzemeleri alırdım. O zamanlar giyim işi yoktu. İstanbul Tahtakale ve Eminönü'ndeki eski elbiseleri toplardım ve bu bölgelerdeki illere götürüp satardım. Millet giyim için can atıyordu. Kendilerinden ise eski bir şey isterdim. Eski ne olursa olsun getirip bana verirdiler. Ben de eski elbiseleri onlara verirdim. Burada ne ararsan var çünkü almadığım bir şey yoktur" dedi.
Sanat deposuna gelenlere kucak açtığını aktaran Bahçeci, "Gelin, görün ve bilgi kapın. Gelip burada beni de malzememi de görsünler. Geçmiş zamanın mallarını önceden toplayıp, sahip çıkıyorum. Geçmişe ışık tutuyoruz. Milletin elindeki eski malzemelerini değerlendiriyoruz. Bu sayede hem çürümeden hem de yok olup gitmesinden koruyoruz. Benden sonra çocuklarım hiç birini telef etmez ve kıymetini bilirler” şeklinde konuştu.