Bayrak Olayına Tepkiler Sürüyor

TURKAV Elazığ Şube Başkanı Nurhat Halisdemir Ülkü-Tek Elazığ Şube Başkanı Vedat Demirbağ bayrak indirilmesi olayına tepki gösterdiler.

Demirbağ ve Halisdemir açıklamalarında; “TURKAV ve Ülkü-Tek Elazığ Şube Başkanlıklarının Diyarbakır'da indirilen Türk bayrağı ve yaşanan olaylara ilişkin basın açıklamasıdır.

 Bir süredir Doğu ve Güneydoğu’da AKP tarafından şımartılmış olan PKK-KCK yapılanmasının yol kesme ve kimlik kontörlü yapma girişimlerinin neticesinde Diyarbakır’ın Lice ilçesinde askeri birliklerin müdahalesi sırasında iki terör yanlısı hayatını kaybetmiştir. Bunu fırsat bilen PKK’lı teröristler Diyarbakır’ın Lice ilçesindeki 2. Hava Kuvveti Komutanlığı’nda asılı bulunan Türk bayrağını indirmişlerdir. Askeri bölgenin içine girip bayrağımızı indiren hainlere güvenlik güçlerimiz herhangi bir müdahalede bulunmamıştır.

Bir milletin varlığı, bağımsızlığı ve tarihsel birikimidir; Bayrak…

Değeri ve önemi onun yapıldığı kumaşın kalitesiyle değil; onun için bedel ödeyenlerin asaleti ve samimiyetiyle ölçülür. Bu yüzdendir ki Türk bayrağı dışında rengini, milletinin kanından almış başka bir bayrak yoktur. Bayrak ve sancağına hakaret edilmesine göz yummak, en büyük milli şerefsizlik olarak kabul edilmiş, tarihte bayrağa hakaret, padişaha ve devlete hakaret suçu ile ayni derecede tutulmuştur.

Tarih boyunca bayrağı yere düşürmemek için nice canlar şühedaya yürümüş ve peygamberimiz(s.a.v) efendimizin cennette komşusu olmayı yeğlemişlerdir. Malazgirt’te, Mohaç’ta, Çanakkale’de, Sakarya’da bayrak yere düşmesin diye nice yiğitler canlarını seve seve vermişlerdir. Son 40 yılda PKK terör örgütünün eli kanlı canileri, ülkemizi bölmesinler, bayrağımızı indirmesinler diye kuş uçmaz kervan geçmez dağlardaki karakollarda binlerce evladımız toprağa düşmüş ve bu kutsal bayrağı şimdiki nesillere, bugünkü iktidara selametle teslim etmişlerdir.

Bayrak denince; İstanbul’un Surlarında Ulubatlı Hasan’ı; Çanakkale’de ise kınalı kuzularımızı biliriz. Kurtuluş Savaşı’nda “Ölürsem kefenim olur” diyerek göğsünde bayrak taşıyan kahramanlarımızı hatırlarız. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bayrağımızı indirmek isteyen Rum'a haddini bildiren Türk askeriyle gurur duyarız. “BAYRAK inmez, EZAN dinmez” diye şehit olan yiğitlere ağlarız.  Siyasi iktidarın yıllardır “Analar ağlamasın” palavrasıyla devleti değersizleştirme; şehitlik, gazilik, bağımsızlık gibi kavramları milletimizin dimağından söküp atma, teröristle aleni, gizli pazarlık yapmak suretiyle, devletimizin varlığına kast edenlere itibar kazandırma politikası, sonunda bayrağımızın indirilmesi noktasına kadar gelmiştir. 

Türk bayrağını dahi seçim malzemesi yaparak milli değerlerimiz üzerinden siyasi rant elde etme peşinde koşan AKP iktidarı, bugün bayrağımızın yerlere atılmasının tek müsebbibidir. Bugün gördük ki bayrak, reklam filmleriyle değil; kararlılıkla, sarsılmaz bir iradeyle korunuyor.  Bugün gördük ki, bayrağı yükseklerde tutmak için söz vermek değil can vermek gerekiyor.

Bu DEVLETİN BAYRAĞI; azdırılan, şımartılan, sırtı sıvazlanan, taviz üstüne taviz verilen terörist çapulcuların ayaklanma provası ile vatanı korumakla görevli ASKERİ BİRLİĞE girilerek indirilmiştir. Askeri gözetleme kulesi darmadağın edilmiştir. Açılım sürecinde gelinen noktada tek bir silahlı kuvvetler mensubu bu menfur saldırıya cevap verememiştir. Teröristler askeri birliğimizden zafer işaretleri ile inlerine dönerken, milletimizin yüreğine kan damlamıştır. Yaşanan bu sürecin ŞEREFİ başta Başbakan’a, bakanlarına, hükümetin ve iktidar partisinin tüm yöneticilerine, Genel Kurmay Başkanı’na, açılım düzeni içinde yer alan STK’lara ve onların yöneticilerine; daha sonra ise olan biteni görmezden gelip iktidara güç ve kuvvet sağlamaya devam eden halkımıza aittir. Rengini sayısız şehidimizin kanından alan, varlığımızın ve bağımsızlığımızın sembolü bayrağımıza yapılan bu saldırıyı lanetliyor, bu rezalete seyirci kalan tüm kişi, kurum ve kuruluşları kınıyoruz”.