Elazığ'dan Dünya Lideri Geçti...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Elazığ’da tertiplenen mitinge katılmak üzere Elazığ’a geldi.

PAYLAŞ
Harput TV - Harput TV

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Elazığ’da tertiplenen mitinge katılmak üzere Elazığ’a geldi.

Başbakan Erdoğan'ı Elazığ Havalimanı'nda Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Vali Ömer Faruk Koçak ve diğer ilgililer karşıladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan birlikte eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Ak Parti Kadın Kolları Başkanı Güldal Akşit ile geldiği Elazığ Havalimanı'ndan başbakanlığa ait otobüs ile Elazığ merkeze hareket etti.

Havalimanından çıktıktan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı taşeron işçiler destek pankartları ve karanfillerle karşıladı. Başbakan Erdoğan da otobüsten kendisini karşılayanlara karanfil attı.

Başbakan Erdoğan daha sonra İstasyon meydanına gelerek burada toplanan vatandaşlara seslendi:

Başbakan Erdoğan Elazığlılara şu şekilde seslendi;  "Burada montaj yok. Coşku var muhabbet var heyecan var. Elazığ iradesine bakanlarına başbakanına sahip çıkıyor. Siz gönlümüzün güvercinisiniz Gakkoşlar... Siz dert ortağısınız Gakkoşlar... Gakkom babacandır. Gözü de pektir. Mazluma yumuşak zalime serttir. Kalleşliği bilmez haşa merttir mert... Herkese Gakkomsun denilmez. Elaziz seni yürekten selamlıyorum.

Bu yolda yalnız olmamanın gururunu yaşıyoruz. İmam hatipli bilesiniz ki başbakanınız sizlerle dim dik ayaktadır. Dün akşam uzman çavuş Musa Sumay şehit oldu. Şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum.

Bu benim Elazığ'a 16. gelişim... Bu CHP'nin genel başkanı Elazığ'ın yollarını bilir mi? MHP'ninki bilir mi? Bunların işi gücü de yok. Biz hem başbakanlık yapıyoruz hem Elazığ'a da 16 kez geliyoruz. Çünkü biz dertliyiz dertli biz sevdalıyız sevdalı. Elazığ'dan, Gakkoşlardan ayrı yaşanır mı?

Bir kısım medya burnunun ucunu göremiyor. Hele hele bu manzarayı hiç akılları almıyor. Bu görüntüler montaj montaj montaj diyorlar. Tekrar soruyorum şu meydanda montaj var mı? Medya size sesleniyorum ha. Şu meydanda montaj var mı? MHP Genel Başkanına CHP Genel Başkanına onların yandaş medyasına açık çağrı yapıyorum. Bugün bu mitingden sonra Malatya var buyursunlar. Pazar günü Şanlıurfa'dayım.. Kayseri'ye Konya'ya Ankara'ya İstanbul'a gelsinler davet ediyorum. İzmir'e gelsinler... Söz veriyorum kürsüye çıkaracağım onları. Kürsüden seyretsinler.

Elazığ'dan sesleniyorum... Eğer dürüstseniz eğer doğruysanız ey CHP'nin genel müdürü siyaset niye yapılır MHP'nin genel müdürü siyaset niye yapılır? Birinci olmak için yapılır. Seçimden bir numara olmak için yapılır. Batıda seçimi biri kazanamıyorsa pek durmaz gider. Şimdi soruyorum ben eğer bu seçimlerde partim birinci olmazsa genel başkanlıktan çekileceğim. Demek ki iyi yönetemedim. Ama şimdi diyorum ki CHP'nin genel başkanı eğer sen birinci olmazsan partiyi bırakıp gidecek misin? MHP'nin genel başkanı sen bırakacak mısın? Bırakamazlar... Çünkü bir kasetle geldi kasetle gideceği günü bekliyor. Diğeri de zaten ilk seçimlerde biz 34,5 ile birinci olduk MHP parlamentoya dahi giremedi. O günden bugüne koltuk sıcak bırakmıyor. Bırakamaz. Bunlar siyaset nedir bilmezler. Sadece hakaret ederler. İktidar oldu MHP DSP ANAP beş yıllığına geldiler 3 buçuk yıl kaldılar. Bırakıp gitti kaçtı. Niye bıraktın ya çalışsaydın ya. Bunların işi değil bu!

30 Mart akşamı sonuçlar geldikçe AK Partinin bu kadar oy alması mümkün değildi sandıkta hile yapıldı meydanlara insan taşıdı montaj yaptı diyecekler. Bunlar daha minareyi çalmadan şimdiden kılıfı hazırlıyorlar. Yenileceklerini biliyorlar bildikleri için de bunları uyduruyorlar. Bu kadar iftira attık çamur attık AK Parti'nin oyu daha da yükseldi diyecekler. Bunu bir türlü anlamıyorlar. Bu millet sizin ne yaptığınızı biliyor. Bir eseriniz yok, dikili ağacınız yok. Millet aldatanlara değil dürüstlere oy veriyor. Sizin niyetinizi de anlıyor. Kırk çürük yumurtadan bir sağlam yumurta olur mu? Bunlar budur. İki yanlış bir doğru etmez. Şimdi bunlara üçüncü bir yanlış daha eklendi. MHP, CHP bir de Pensilvanya..

MHP'nin genel başkanı bu arada yeniden matematik derslerine başladı. İktidar yüzde 51 ile geldi yüzde 51 ile gider diyor. Bilmiyorum anlıyor musunuz? Şu anda bizim yerel seçim yapıldığının farkında değil. Bu diyor cumhurbaşkanı olmayacak... Biz şimdi yerel seçim yapıyoruz. Gel 30 Mart'ı konuşalım. Şu 30 Mart'ı bir atlatalım sonra onları konuşuruz. Ayağının bağları çözülür diyor... Tayyip Erdoğan 40 yıldır siyasetin içinde koşuyor. Tayyip Erdoğan maraton koşucusu maraton. Geçen diyor ki hiç yere inmiyor. Sen şimdi uçma özürlüysen ben ne yapayım ya. Biz dünyayı dolaşıyoruz. Dünya Türkiye'yi konuşuyor. Türkiye artık gündem belirleyen bir ülke. Yıllarca batının karşısında el pençe divan durdunuz. Talimat verdiler siz de uydunuz. Şimdi oturuyoruz, konuşuyoruz, karar veriyoruz. Ama biz veriyoruz.

Biz siyasetin hesabını yapmışız. Bu hesabın da mimari millet. 12 yıldır anlayamadılar. Bundan sonra da anlayamayacaklar. Böyle giderse zaten okul bitmeden tasdiknameyi alıp gidecekler.

Son zamanlarda ablalar kapıları çalıyormuş. Bunları siz tanıyorsunuz. Gereken cevabı veriyorsunuz. Hepsinden öte bizim ablalarımız burada. Başörtüsüne füruattır dedi. Yeri geldi alkol de alabilirsiniz dedi. Daha beteri var ama söylemek edebim müsade etmiyor. İlke şu amaç için herşey mübahtır. Saf temiz kardeşlerim bunun farkında değil.

Yalan bunlarda meşru takiyye bunlarda meşru iftira bunlarda meşru fesat fitne bunlarda meşru. Şimdi yurtlarda evlerde gece seansları yapıyorlar. Bu gece seanslarında abiler ablalar başbakana beddua ettiriyorlar. İtiraz edeni yurtlardan atıyorlar. Yapmaya devam ediyorlar. Biz de tedbirlerimizi arttırıyoruz. Kredi yurtlar kurumuna talimat verdim. Atılan evlatlarımızı yurtlarınıza alacaksınız tespitlerini de yapacaksınız. Hesap verecekler. Bu ülkede ayrımcılığa yer yok. Siz bir çete oldunuz çete. Örgüt oldunuz örgüt. Bunun da hesabını vereceksiniz. Bunun hesabını soracağız. Milletim artık bunları çok iyi tanıyor. Biz de çok iyi anladık. Elazığlıların tam bunlar için söylenmiş bir sözü var. Kargayla oturanın burnu pislikten kurtulmaz...Gakkoşlar söylüyor işte. Güveç gıldırlanmış kapağını bulmuş. Tamam mı...

Dün CHP'nin genel müdürü Rize'ye gitmiş.. AK Parti'nin bayrak hassasiyetini sorguluyor. Bu genel müdürün bizimle bayrak konusunda yarış etmesi mümkün mü? Neymiş Edirne'de bayrak geçerken bakan arkadaşlarımız bir taraftan 10. yıl marşı çalınıyor ayağa kalkmamışlar. Bayrak geçerken ayağa kalkınmaz mı diyor. Sen şimdi dur dur. CHP'nin genel müdürü. Sana şimdi burada enteresan bir fotoğraf göstereceğim. 2011 Mayıs'ta Hakkari'de BDP ile anlaşma yapıyorlar. Bu anlaşma neticesinde Hakkariye gel ama Türk bayrağı getirme demişler. Parti bayrağı sallandır ama Türk bayrağı olmaz diyorlar. Bu CHP'nin genel müdürü bunu kabul ediyor. Ey Medya bak buradan gösteriyorum şurada bir tane Türk bayrağı var mı? Meydanı görüyor musun. Bak bu meydana bak. İşte bir de Hakkari'de 2011'de CHP'nin meydan mitingindeki meydana bak. Sanki Türk bayrağımızı orada dalgalandırmamak suretiyle derece alacağım zannetti. O seçimlerde orada dördüncü parti oldu. Zannetti ki BDP'liler bana oy verecek. Biz yine orada ikinci parti oldu. Ama o dört oldu. Nal topluyor nal. Bunlar siyasetin acemisi. Hala bu işi anlayamadılar öğrenemediler.

Kimin bayrak dostu kimin karşıtı olduğunu anlayın. Kızım şiir yarışmasına katılacaktı baba dedi hangi şiiri okuyum. Ben de ona dedim ki Arif Nihat Asya'nın Bayrak şiirini oku. Biz bayrak sevgisiyle doğduk... CHP'nin genel müdürü sen bunu anlayamazsın!

30 Mart akşamı bu sandıklarda siz kutlu bir mücadelenin huzurunu yaşayacaksınız. Ama unutmayın 30 Mart akşamı bu sandıkta sizin yaşadığınız sevinci inanıyorum ki Kahire meydanında şehit olan Esma kızımızın ruhaniyeti de yaşayacak. O kadar önemli bu mücadele. Bu mücadelenin uzantıları o kadar önemli. Onun için bunu dirayetle vereceğiz.

Bu pensilvanyanın buradaki dershanelerine çocuklarınızı gönderiyorsanız alın. Ne olur alın. Bunlar yavrularımıza çocuklarımıza maalesef sadece hassasiyetlerimizin kutsallarımızın dışında eğitim öğretim veriyorlar. Neden? Çünkü farklı bir yaklaşımla bakıyorsunuz ki inanın yeni yeni tabular inşa ediliyor. Bunu siz yıkacaksınız siz. Bunların okulları var mı yok mu bilmiyorum Elaziz'de.. Varsa bunların okullarından da çocuklarınızı alın. Devletin okulları bize yeter. Hem para vereceksiniz hem de sizin bütün değerlerinize hakaret edilecek. Düşünebiliyor musunuz neler deniliyor. Miraç gecesi sevgili peygamberimiz Miraçtan iniyor ve kamyonete biniyor. Bunlar dağıtmış ya. Bunlar dağıtmış. Bunlara gereken dersin 30 Mart'ta verilmesi lazım. Bunlar itikadi meselelerdir sıradan olaylar değil. Merhum Savaş Ay 95'te bu zatla söyleşi yapıyor. Bu söyleşide ne diyor? Hz Cebrail gelse parti kursa ona oy vermem diyor. Ona oy vermem diyen bu zat kalkıyor ne diyor? Çok enteresan çarkçı Kemal'e oy veriyor. Öbür tarafta MHP'ye de oy veriyor. Bunlara gereken dersi vermek için çok çalışmamız gerekmiyor mu? Bu millet için bu hak yolda verdiğimiz mücadele için çok kenetleneceğiz. Bu can bu tende oldukça bilesiniz ki bu mücadele devam edecek.

Muhalefet liderlerinin Rabia işaretini öğrendiğini belirten Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu ara baktım ikisi de Rabia işareti yapıyor. Bunun içeriği ne diye sor bilmezler. Ama Tayyip Erdoğan'ın Rabia işaretinin içinde bir anlam var. Ne var? Bir tek millet var. Afyonkarahisar'dan çıkarken bu dört başlığımızı açıkladık. Tek millet. Nedir o? Türküyle, Kürdüyle, Zazasıyla, Gürcüsüyle, Abhazasıyla, Arnavutuyla, Boşnağıyla velhasıl yaradılanı Yaradan'dan ötürü severiz. Bizde ayrım yok. 77 milyon tek millet. İki tek bayrak. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanıdır. Hilal bağımsızlığımızın ifadesidir, yıldız şehidimizin simgesidir. Baktım ki aynen okuduğum şiiiri o da okudu. ya patenti bize ait bir sor be. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Biz bunun şairiyle doğduk ve bunun şairiyle büyüdük.

Büyük kızım, ilkokuldayken şiir yarışması var, 'baba ben hangi şiiri okuyayım' dedi. Ben de kızıma dedim ki, 'Kızım Arif Nihat Asya'nın bayrak şiiri var. Sen Arif Nihat Aysa'nın bayrak şiirini okuyacaksın. Biz bayrak idrakini, bayrak şuurunu böyle aldık. Bugünlere de böyle geldik ey CHP'nin genel müdürü sen bunu yakalayamazsın. 

Tek vatan. Dedik ya, bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. İşte burada uğrunda ölebilecek insanların olduğu bir gakgoşlar diyarı var. Tek vatan, onun için 780 bin metrekareyle tek vatan.

11 yıl önce deseydik ki Elaziz'in havalimanı bu kadar güzel olacak buna inanır mıydınız? Şırnak'a havalimanı olacak dense inanır mıydınız? Ağrı'ya, Iğdır'a, Kars'a, Hakkari'ye havalimanı olacak dense inanır mıydınız? Hakkari hariç kendileri engelliyor yalnız onu da söyleyeyim hepsine havalimanını yaptık, açtık. 26'dan 52'ye çıkardık, biz buyuz be. Dördüncüsü tek devlet. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. İşte Kılıçdaroğlu bu işaret bu anlama gelir, sen bunu anla, bunu öğren, böyle durup dururken yapılmış bir işaret değil. Ama o bunları söylemekte zorlanır, içeriğini bu şekilde dolduramaz" 

Eğitimde benim başörtülü kızım üniversiteye girebiliyor muydu? Bırak üniversiteyi imam hatiplere almıyorlardı. İki kızım, iki oğlum var. Kızlarım imam hatibin kapısında döndürüldü.

Ama kapıdan döndürülüyorlardı. Üniversiteye giremediler. Mecburen yurt dışında okuttum. Düşünebiliyor musunuz? Yurt dışında başörtüsüyle okuyabildi ama benim ülkemde okuyamadı. 'Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya' dediler. Peki şimdi başörtüsü diye bir sorun kaldı mı? Elhamdülillah, devlette çalışmaya başladı mı? Çalışıyor. Ne oldu? Başı açık kızımla başı örtülü kızım birbirine mi girdi? Türkiye mi bölündü? Parçalandı mı? Tam aksine şimdi normalleşti. Normale döndü. Bu ülkede başı açık kızla başı örtülüyü birbirine düşman gibi baktırdınız. Böyle oldu. Bak şimdi görüyorsun işte sevgiyi beraber inşa ediyorlar. Olay bu. Derdimiz buydu bizim. Elhamdülillah. Bu başarıldı ve daha iyi olacak inşallah. Daha güzel günler var önümüzde. Hiç endişeniz olmasın.

Gelirken, gurur bize yakışmaz ama, yine de ben ekibimle arkadaşlarımla gururlandım. Çünkü havalimanından buraya kadar bölünmüş yoldan gelirken gençlik yıllarımda Elazığ'a geldiğimde nasıl bir Elazığ vardı.  Elhamdülillah, şimdi nasıl bir Elazığ var. Sanki o zaman kasabaya geliyorduk. Otobüslerle yolculuğumuz, hepsi çile yolculuğuydu. Bunlar başbakanlık dönemi. Gençlik yıllarını katmıyorum, gençlik yılları ayrı. Biz Elazığ'ın öyle yabancısı değiliz. Buralarda sağ olsun, dava arkadaşlarımın, yol arkadaşlarımın evinde çok misafir oldum. O günlerimiz var. Onun için bu işin temeli sağlam, endişemiz yok.

O borçları kim ödedi? Biz ödedik, biz. Şu anda IMF'ye borcumuz yok. '5 milyar dolar borç verebiliriz' dedik kendilerine. Bu duruma geldik. Merkez Bankası bizim milli bankamız değil mi? Bunlar da milliyetçiyiz diye geçinmiyor mu? Laf milliyetçisi bunlar, laf. Merkez Bankasının kasasında 27,5 milyar dolar vardı. Şimdi ne var? 124 milyar dolar var. Nereden nereye? Devletin borcuna bakıyoruz. 100 liranın 73 lirası borçtu. Şimdi 100 liranın 35 lirası borç. Devletin borçlanma faizi yüzde 63'tü. Şimdi tek haneli rakama düştük. Reel faiz yüzde 2. Nereden nereye. Biz geldiğimizde enflasyon yüzde 30, şimdi enflasyon 8. Bu farklar kimin cebinde kalıyor? Gakgoşumun cebinde kalıyor. Elazığ'ın cebinde kalıyor. Ama bunlar bunu anlamaz.

Biz bunları yaptık. Aynı şeyi Kılıçdaroğlu için söylüyorum. Senin SSK'ya Genel Müdür olduğun zamanlarda biz hastanelerin kapısında çok çileler çektik. Sabahtan kuyruğa gir, aman yarabbi ne çile. Doktor reçete verir. İnersin hastanenin eczanesine, ilacın yarısı var yarısı yok. Şimdi Gakgoşlar soruyorum size? İstediğin hastaneye gidiyor musun? İstediğin eczaneye gidiyor musun? İlaçlarının tamamını alıyor musun? Olay bu. İşçi memur kardeşim senden 13,5 katrilyon zorunlu tasarruf adı altında para kesmediler mi? Bu parayı kim ödedi? Biz ödedik biz. 3,5 katrilyon ayrıca konut edindirme yardımı adı altında kestiler. Onu da biz ödedik. Onlar yediler, onlar götürdüler biz ödedik. Değil mi"

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN