Karataş'tan 8 Mart Mesajı
Akif Sağlıksen Şube Başkanı Ümit Karataş 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir açıklama yaptı.
- 07.03.2014 17:13
- Güncelleme: 07.03.2014 17:13
Akif Sağlıksen Şube Başkanı Ümit Karataş 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir açıklama yaptı.
Karataş açıklamasında; “Kadınlarımızın özel bir güne sahip olmaları bir ayrıcalıktır, ancak; kadınlarımızın, sadece bir gün için hatırlanması sosyal ve çalışma hayatı içinde karşılaştıkları sorunlarının çözüme kavuşturulması anlamına gelmediği gibi onlara yapılan en büyük haksızlıktır.
Günümüzde 8 Mart’ın en önemli vurgusu Kadına Şiddet konusudur. Ne yazık ki hala kadını güçsüz, savunmasız bir varlık olarak gören zihniyetlerin kadınlara uyguladıkları fiziki, ekonomik, psikolojik ve cinsel şiddet devam etmektedir.
Sistematik kadın cinayetleri ise halen sürmektedir. Günde beş kadın erkekler tarafından öldürülürken, şiddeti önleme ile ilgili yasalar düzenlemeler ve uygulamalar samimi görünmemektedir.
Atatürk'ün; ''Türk kadını, her yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıktır”sözüyle daha güzel, daha temiz, şiddetin ne olduğunu bilmeyen, kadınların eşit haklara sahip olduğu bir toplum olmak en büyük arzumuzdur.
Sağlık alanında hizmet vermenin zaten yoğun ve yıpratıcı olduğunu, istihdam noksanlığı sebebiyle mevcut sağlık çalışanlarının iş yükü ve nöbet sayılarındaki artışın tükenmişliğe ve yaşam kalitesinde düşüşe sebep olduğunu ve mobbing ile sağlık alanında devamlı şiddete maruz kaldıklarını her zaman dile getiriyoruz.
Sağlık çalışanı olmak yeterince zor ve yıpratıcı iken, bir de kadın olmanın getirdiği toplumsal sorumluluklar eklendiğinde, kadın sağlık çalışanlarımızın yaşam standartlarının istenilen seviyeye gelmesi zorlaşmaktadır.
Bu sebeple 8 Mart Kadınlar günü vesilesiyle bir kez daha taleplerimizi dile getiriyoruz;
Kadın Sığınma ve danışma merkezi hizmetleri yetersiz düzeydedir. Belediyelerin her 50.000 nüfus için bir Kadın Sığınma evi açmasına ilişkin yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerini istiyoruz.
Türkiye’de öldürülen veya intihara zorlanan kadınlar gizlenemez biçimde gündemdedir. Kadın cinayetlerinin ortadan kaldırılmasını sağlayacak düzenleme ve uygulamalar yaşama geçirilmelidir.
Sağlık hizmetlerinde kadın olarak çalışmanın artı bir zorluk getirdiği unutulmamalıdır.
Sağlık alanında görev yapan kadınların adil olmayan çalışma koşulları ve nöbet sistemiyle, çocuklarının bakımı ve aile sorumluluklarını yerine getirememenin de kadın çalışanları için önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sağlık hizmetlerinin 24 saati esas alan bir sistem olduğu ve bu durumun kadın sağlık çalışanlarına ayrı bir yük getirdiği düşünüldüğünde; doğum öncesi ve sonrası izinlerin artırılması, süt izni ve kreş gibi imkânların kadın sağlık çalışanlarımıza verilmesi kadınların gerek çalışma hayatını gerekse sosyal hayatlarını daha iyi koşullarda sürdürebilmelerine vesile olacaktır.
Çocuk 6 yaşına gelene kadar esnek çalışma saatleri uygulanmalı ve evde çalışma şartları düzenlenmelidir.
Kamu Kurumlarında çalışan kadınların ücretli doğum izinleri 30 haftaya çıkarılmalı ve ücretsiz izinde olduğu dönemde en az net asgari ücret kadar ödeme yapılmalıdır.
Çocuk 6 yaşına gelene kadar kreş yardımı verilmeli ve Hastanelerde kreş açma mecburiyeti getirilmelidir.
Doğum yapan çalışan kadına destek olabilmesi için babalık izin süresinin en az 30 güne çıkarılmalıdır.
Gelişmişliğin ölçümü için en kolay sonuç alınabilecek, ayrıca en önemli veri kaynağı kadın ve kadının toplum içerisindeki konumudur.
Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü, kadınların hor görüldüğü bir toplumdan kadınları baş tacı etmiş, kadının ayağının altında Cennet olduğunu müjdeleyen bir medeniyetin mensubuyuz.
Doğumdan ölüme kadar hayatın her anında varlıklarını hissettiğimiz, bizi biz yapan değerli tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum” dedi.