Fahiş fiyatlar, faizler ve kurlar - Habib KARAÇORLU

Fahiş fiyatlar, faizler ve kurlar


Geçen yıldan beri halkın gündeminde neredeyse birinci sırada yer alan tüketim maddelerindeki fahiş fiyatlar son olarak Cumhurbaşkanımızın da bizzat dile getirmesiyle bu konuya azami dikkat çekilmiş oldu. Önceleri gıda fiyatlarında görülen aşırı artışlar daha sonra tüm kalemlerde görülmeye başlandı. Akaryakıt, doğalgaz ve elektrik fiyatları el yakmaya devam ederken konut ve kira fiyatları gören ve işitenleri şaşkına çevirdi. İnsanlar artık çarşı ve pazarda gördükleri fiyat etiketlerini ağızları bir karış açık olarak okuyorlar ve fal taşı gibi açılan gözlerine inanamıyorlar. Konu önce medya, daha sonra siyasi çevreler tarafından sıkça konuşulur olunca yönetimin en tepe noktasından duruma müdahale edilmesi talimatı geldi. Çarşı, Pazar ve marketlerde fahiş fiyat avına çıkıldı. Fahiş fiyatların kaynağı, müsebbibi, suçlusu piyasalarda aranmaya başladı. Bu fiyatları bu kadar yükselten kim veya kimlerdi? Henüz kim veya kimler olduğu konusunda yetkililer tarafından bir açıklama yapılmış da değil.

Fahiş kelimesi Arapça bir kelime olup; fe-hu-şe:  “bir iş çok kötü, çirkin olmak” anlamına gelen fiilden türetilmiştir, masdarı fuhş ve fehaşe olarak gelir. Yine bu fiilden türetilmiş olan fahişe: “zina,  çok kötü ve çirkin, kötü ahlaklı, zina yapan kadın” anlamlarına geliyor. Fiilin diğer bir türevi olan el-fehşa: söz, iş vs.nin çirkin ve aşırı olması anlamına geliyor ve bu kelime Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette geçiyor. Bakara Suresi 268.Ayet-i Kerimede: “Şeytan içinize yoksulluk korkusu düşürür ve çirkin şeyler ( fehşa) yapmanızı emreder. Allah ise kendinden bir bağışlama ve lütuf sözü vermektedir. Allah her şeyi kuşatmakta ve her şeyi bilmektedir.”  Diye buyuran Rabbimiz şeytanın yoksulluk korkusuyla insanlara çirkin şeyler yapmayı emrettiğine dikkat çekmektedir. Bu çirkinlik bencillik ve cimrilik olarak tefsir edilse de aslında daha şamil manasıyla birçok kötü anlam ve fiili içinde barındırmaktadırYine Nahl Suresi, 90.Ayet-i Kerimede: “Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya karşı cömert olmayı emreder; hayâsızlığı (el-fehşa), kötülüğü ve zorbalığı yasaklar. İşte Allah, aklınızı başınıza alasınız diye size böyle öğüt veriyor.” Diye buyuran Rabbimiz adaleti, ihsan (güzel iş yapma) ve yakınlara yardımı emrederken bunların zıddı olan “fehşa (aşırılık)”, “münker (kötülük) ” ve “bağiy(azgınlık)” liği yasaklıyor. Adalet, ölçülü ve dengeli olmak anlamlarına geldiği gibi, bunun zıddı olan “fehşa” da ölçü ve dengeyi terk edip çok aşırıya kaçmak, haddini çiğneyerek sapıtmak anlamlarına geliyor. Bu fiilin işleyeni yani faili olan el-Fahiş: “Çok bahil (cimri), Alçak kimse, Çok olan şey ve Aklın kabul etmediği şey” anlamlarına geliyor. Kelimeler ve kavramların izini sürdüğümüzde bizi ta nerelere götürüyorlar, neler düşündürüp neler çağrıştırıyorlar.

2008 yılında yaşanan küresel ekonomik krizin ardından durgunlaşan ekonomi çarklarını harekete geçirmek için her fırsatta faizleri düşüren ABD ve AB merkez bankları faiz aralığını 0 - 0,25 bandında sürdürmeye devam ederken bizim Merkez Bankası iki gün önce sadece 1puan indirerek yüzde 19’dan yüzde 18’e indirdi. Bir tarafta sıfır faizle yürüyen ekonomiler varken bizde bu kadar yüksek olması da “fahiş” olmuyor mu? Faizin sadece 1 puan inmesi tahterevallinin öbür ucundaki döviz kurlarını hemen yukarıya kaldırdı. Amerikan doları 8,60’lardan 8,85’lere fırladı. İki ucu pis bir değneğe benzeyen ekonomik düzenin tutulacak bir tarafı da kalmamış maalesef. Fiyat artışlarında hem yüksek faizin hem de yüksek kurların önemli bir payı olduğu muhakkak. Üreticiler yüksek faizlerle aldıkları kredileri ödeyemez duruma gelirken, dışarıdan ithal edilen girdilerin artan kurlarla pahalı hale gelmesi de fiyatları tetikliyor elbette. Döviz kurlarındaki artış bazı sanayici ve ticaret erbabı için ihracatı cazip hale getiriyor. İç piyasadan ziyade dış piyasalara mal satmayı daha karlı gören üreticiler böylece iç piyasalarda mal arzının düşmesine ve buna paralel olarak fiyatların yükselmesine sebep oluyorlar. İhracatımız yükseldi diye sevinenler bunun sonucunda vatandaşımızın üzülmesini de dikkate alarak dengeyi yeniden kurmak zorundalar.

Eğitim, ekonomi, tarım, sanayi, teknoloji, yargı ve hukuk sistemi, aile kurumu ve sosyal hayat çok hassas dengeler üzerinde birbirine bağlı tuğlalardır. Birine zarar verirseniz veya yerinden oynatırsanız duvar ayakta tutmanız çok zor olur. Fehşa yani aşırılık, azgınlık, adaletsizlik, dengesizlik sadece piyasalarda olmaz her yere sıçrar. Sadece küçük bir kesimin çıkar ve menfaati üzerine kurulmuş bir ekonomi ilelebet yürüyemez. Gelir dağılımı, yatırımlar, imkânlar, fırsatlar eşit olacak, her şey dengeli dağıtılacak, toplum katmanlarındaki dengelere çok dikkat edilecek, yoksa düzen bozulur, her şey alt üst olur. Adil bir düzenin varlığı herkese yarar, bozuk düzen ise herkese zarar verir. Rabbim bizleri adaleti, iyiliği ve yardımlaşmayı hakkıyla yerine getiren kullarından eylesin. Fehşadan, münkerattan ve azgınlıktan korusun. Âmin.

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
02Tem
20Şub

Anormalle nasıl normalleşilecek?

27Ara
13Ara
27Eyl

Fahiş fiyatlar, faizler ve kurlar