GÜNDEMİ KİMLER BELİRLİYOR - Habib KARAÇORLU

GÜNDEMİ KİMLER BELİRLİYOR


İki haftadan beri ülke gündeminin birinci sırasında eski mafya lideri Sedat Peker’in videoları yer almaktadır. Bazı üst düzey yöneticilerle geçmişte yaşadığı olayları ifşa ederek onlardan intikam almak isteyen ünlü kabadayı ülkede en çok konuşulan kişi haline gelmiştir. İkinci sırada yine siyasi meseleler vardır. Önümüzdeki seçimlerde mevcut Cumhurbaşkanının karşına kimin aday olarak çıkacağı iri medya organlarımızın en çok merak ettiği konuların başında gelmektedir. Muhtemel adaylarla ilgili leh ve aleyhde o kadar çok şey konuşulmaktadır ki, insan takip etmekte ve karar vermekte bayağı zorlanıyor. Ülkemiz basın ve medyası siyasette olduğu gibi ikiye bölünmüş ve karşılıklı suçlamalarla “hainlerin” listesini devamlı kabarmaktadırlar. Medyaya ve sosyal medya trollerine göre aşağı yukarı ülkede, “devlette görev alanların ve siyasetle uğraşanların tamamına yakını haindir, hain olmayan sadece ahrete intikal etmiş birkaç kişi vardır.”

Siyaset- medya, siyaset-yargı, siyaset-din, siyaset-devlet, siyaset-sermaye, siyaset-milli güvenlik ve siyaset ve diğer tüm milli meselelerin iç içe geçtiği, birbirine karıştırıldığı ve üzerinde her çeşit şahsi politikaların insafsızca yürütüldüğü bir ülkede vatandaşın derdi, meselesi ve geleceği niye konuşulsun ki? Kendi istikbalini siyasetçinin istikbaline bağlamış olan aydın, basın mensubu, bürokrat, işadamı ve ülkenin yönetiminde ve geleceğinde söz sahibi diğer zevat vatandaşla ne şekilde bir bağ kuracak ve nasıl derdiyle dertlenecek ki? Şahsi çıkarların milletin çıkarlarının önüne geçtiği, kanunun adamına göre uygulandığı, kamu menfaatinin göz ardı edildiği, milletten toplanan verginin önemli bölümünün sayıları onlarla ifade edilen imtiyazlı zümreye borç faizi ve taahhütten kaynaklı ödeme olarak aktarıldığı bir yerde halkın gündemi konuşulur mu? Elbette konuşulmaz. Halkın sorunlarını, dertlerini, ülkenin yaşadığı sıkıntıları gündeme getiren siyasetçiye, aydına ve bürokrata rağbet edilir mi? Onlar ya görmezden gelinir, ya da karalanarak saf dışı bırakılırlar.

Hayattayken millete, ölünce Cenabı Allah’a vereceğimiz hesabı göz önüne alarak gelin gerçekleri konuşalım. Doğrular bellidir, yanlışlar da bellidir. Kötüler hariç tüm dünya insanlığının kavuşmayı arzuladığı, iyi ve doğru kabul ettiği adalet, eşitlik, özgürlük, doğruluk, dürüstlük, insanlık, refah, huzur ve mutluluk için el ele verelim, hep birlikte çalışalım, bunların mücadelesini verelim. İdeolojileri, partileri, liderleri ve zümreleri bir yana bırakalım, hakkın ve halkın yanında yer alalım, doğruları konuşalım, doğru hedefler tesbit edelim, gerçek gündemi ele alalım. Suni gündemlerin arkasına sığınmayalım. Din, devlet, vatan, millet, beka ve emniyet edebiyatını yapmanın yanında samimi ve fedakâr bir şekilde söylemlerimizi eyleme dökelim. Hadi buyurun! Gerçek gündeme geçelim. İşçi, köylü, emekli, memur, esnaf, öğrenci ve çocuklarımızın geleceğini konuşalım. Çocuklarımıza nasıl bir ülke bırakacağımızı konuşalım. “Ey millet, ben bir anayasa hazırladım, çok güzel! ” Teklifi yerine, “Ey milletim nasıl bir anayasa istersiniz, buyurun siz söyleyin.” Diyelim. Millet kendisiyle ilgili kararı düşünerek kendisi versin. Millete danışmaya, ona gitmeye var mısınız? 

Rabbim hepimizi derin gaflet uykusundan uyandırsın. Bizi hakkı hak bilip Hakka ittiba eden, batılı da batıl bilip batıldan imtina eden kullarından eylesin. Âmin.

 

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
02Tem
20Şub

Anormalle nasıl normalleşilecek?

27Ara
13Ara
27Eyl

Fahiş fiyatlar, faizler ve kurlar