Elazığspor’a ilk geldiğinde Ümit Özat’ın bu takıma faydalı olabileceğini düşünenlerden biride bendim. Nedeni ise onun için Elazığspor son şanstı! Çünkü daha önce yakaladığı fırsatları iyi kullanamamıştı. Ya bu ülkede artık teknik direktör olarak anılmayacaktı ya da Elazığspor’da yakaladığı şansı iyi değerlendirecek ve yeniden teknik direktörlük piyasasındaki yerini alacaktı. Aslında kendisi de bu işin farkındaydı ve Elazığspor kötü bir dönemeçten geçse de hoca bu sıkıntıları çok çalışarak önemli bir oranda aştı. Fakat işin sonunu getiremedi! Asıl olan, başladığın işi kazasız belasız bitirmektir…..
İlk başlarda hoca güven verse de hepimizin içinde de onun kavgacı zihniyetini bildiğimiz için bir gün Elazığspor’a zarar vereceği korkusu da vardı. İlk hatasını “ben ulusal basını takmıyorum, yerel basını mı takacağım” cümlesi ile yaptı ve uzun süre bunun altından kalkamadı. Tabi her zaman olduğu gibi bizim çok bilmişlerimizde hocaya “alemin kralı, büyüksün baba, adamsın, gibi sözde methiyeler ile cüssesi iri olan sözde adamı, gazı vererek, şişire şişire havalarda uçurdular.
Ama daha sonra işi gevşeterek, biraz da fantezi yaparak, hatalar zincirine başladı Ümit Özat. İkinci bayan yardımcının gelişi ve bu bayanla takım içerisinde mesafe koyamayıp aşırı yakın oluşuyla, adalet terazisini kaybetti ve film kopmaya başladı. Daha sonra Fatih Akyel’in olaylı bir şekilde gönderilişi, ardından diğer hocaların gidişi, Antalya’da taraftara yaptığı hareket ile 7 maç ceza alışı, hocayı sıkıntılı olan psikolojisini daha da kötü yaptı. Tüm bu sıkıntılar takımda bir türlü ideal 11’i oluşturamamasına neden oldu ve hoca yavaş yavaş kendi sonunu hazırladı. Yaptığı hataları çözmek yerine hep bahaneler ile kendisini haklı kılmaya çalıştı.
Takımda tüm bunlar yaşanırken, maalesef bizim sözde adamlarımızda hocaya yaptığı hataları söyleyemediler ve aksine yaptığı hataları çoğaltmasına neden oldular. Yani adamın yerinde olmasa da bozulmasına sebep bizim yalakalar oldular. Ama bizim taraftarımız yılların tecrübesi ile bu işi bildiği için hocanın bahanelerine hiç inanmadı. Ve çoğu zaman tepkisini bir şekilde dile getirdi. Son maçta da taraftarımız çok kolay kazanılacak maçı kaybetme noktasına getirdiği için haklı olarak hocaya tepki gösterdi. Bu maçta alınacak kötü bir sonuç, takımı kim ne söylerse söylesin birkaç hafta sonra küme düşme hattına sokacaktı. Ümit Özat çekip gidecekti fakat olan bize olacaktı. Bu takımın buradan düşmesi, yarın amatörde olacak manasına gelmektedir. Bunu da bu memlekette bilmeyen yoktur!
Başkanın han ki düşünce ile bilmem ama halen daha korumaya çalıştığı Ümit Özat, TRT’ye maç sonu yapmış olduğu değerlendirmede, bu takımın (eski parayla) 30 trilyon borcu olduğunu, 8 aydır para alamadıklarını açıkladı ve tribünlere yaptığı kol hareketini dahi unutarak, tüm yaşananların maddi krizden kaynaklandığını belirterek kendisinin haklı olduğunu anlattı. Basın toplantısında da “adam gibi yazın” dedi ve tüm basına hakaret ederek yine kendisinin haklı olduğunu anlatmaya çalıştı. Bizim adam olmayan basından da bir tek kelime çıkmadı ve yapılan hakareti benim dışımda herkes kabullenmiş oldu. Toplantı sonunda hepimize yapılan hakarete tepki koyduğum kısmı da sırf beni küçük düşürmek için götürüp televizyonlarında yayınladılar.
Şimdi bizim içimizde bu kadar adam olmayanlar varken, Ümit Özat’ın adam olmayışı ne anlam ifade eder ki…. Alçak sürünmeye devam……
