Hırsızın biri, gecenin geç saatlerinde testere ile dükkanın asma kilidini kesiyormuş.
Yoldan geçen bir sarhoş hırsızı görmüş; “Sen ne yapıyorsun öyle?” demiş.
Hırsız da; “Keman çalıyorum.” demiş.
Sarhoş; “Hani ses çıkmıyor.” demiş.
Hırsız; “Bu kemanın sesi sabah çıkacak.” demiş!..
Dün akşam oynanan Elazığspor-Sivasspor karşılaşmasında maç sonu yaşananlar, bana bu olayı anımsattı.
Bir hafta önce oynanan Malatyaspor maçı tepkisini bordo-beyazlı taraftarlar, Sivasspor maçında takıma ve hocaya gösterince maç sonunda arzu etmediğimiz hadiseler yaşandı.
Oysa ki Elazığspor, maça Sivasspor’dan daha iyi başlamıştı.
Maçın başlarında Kehinde kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonu gol yapmış olsa idi, sonuç daha farklı ola bilirdi. Ya da Bayram Hoca oyuna müdahalede her zaman yaptığı hataları tekrarlamasa idi yine sonuç farklı ola bilirdi. Fakat her maç olduğu gibi bu maçta Bayram Hoca klasik müdahalelerde bulundu, bu da takıma fazla bir katkı sağlamadı.
Rakibin gücünün belli olduğu bir ortamda basit gibi görünse de yapacağınız hamleler, size maç kaybettire bilirde maç kazandıra bilirde. Yousseff’i oyundan alıp, Cajic’i anlamsız bir şekilde kenara atan Bayram Hoca, takımın uzun süre sahada bir eksikle oynamasına neden oldu. Taraftar da aptal değil ya bunu gördü, takımının bu maçı kaybetmesi halinde tekrar küme düşmeye aday olacağını da bildiğinden, Malatya maçını da aklından silmemişken haliyle hocaya tepkilerini ilettiler.
Ben görmedim ama hocanın, beraberlik golünün ardından taraftara hareket çektiği söylendi.
Eğer böyle ise yanlışa, yanlış ile karşılık verilmiş.
Asıl benim şahit olduğum yanlış ise taraftarımızın pireye kızıp yorgan yakması oldu!
Maç sonu kendi takımı yerine Sivasspor’u tribünlere çağırmaları, bizim taraftarımıza hiç yakışmadı. Umarım hafta içi bir tepsi baklava ile antrenmana gidip gönüllerini alırlar. Aslında yaşanan bu olumsuzluklara müdahale edecekler ise Elazığspor Yönetim Kurulu. Başkan Sedat Karataş ve arkadaşları sorumluluk alıp biran önce yaşanan bu yanlışlıklara müdahale etmeliler.
Tabi genel sorun ise, taraftarın baskısından sonra arka arkaya 3 maç kazanan takımı, teknik heyetin fit tutamayışı ve kümede kaldık artık düşüncesi ile takımın sonraki maçlara iyi hazırlanmayışıdır. Bu da tamamen teknik heyetin hatası.
Yönetim kurulunun ya da ilgili arkadaşların teknik heyeti uyarmayışı da ayrı bir soru işareti?
Tabi sevindirici olan ise, son dakika golü ile de olsa maçı beraberlik ya da bir puan ile kurtarmamız oldu. Bu aldığımız bir puan bizim kümede kalışımızın müjdesi olacaktır.
Aksi halde yaptığımız yanlışların sesi, tıpkı kemanın sesi gibi lig sonunda çıkacaktı ortaya…